Normal şartlarda 31 Mart 2019 tarihinde yapılması gereken yerel seçimlerin erkene alınıp alınmayacağı tartışıla dursun partilerde seçim hazırlıklarıve kulisleri tam gaz sürürüyor. Bu süreçte en karışık olan parti ise kentte Büyükşehir Belediyesi dahil 23 belediyede bayrağını dalgalandıran ve İzmir'i kale olarak nitelendiren CHP. Öncelikle,bu yazıyı diğerleri gibi çok sayıda sipariş veren isimlerin yer aldığı aday yazısı olarak açtıysanız burada bırakıp sayfayı kapatın hiç devam etmeyin. Bu uyarıyı yaptıktan sonra gelelim yazımıza...
Özellikle imza sürecinin ardından CHP İzmir'de çok parçalı bir yapıya kavuştu. Kentte yaklaşık 15 yıldır süren Aziz Kocaoğlu-Alattin Yüksel yapısının karşısında artık Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan'a yakınlığı ile bilinen bir ekip ve İzmir Milletvekili Murat Bakana yakınlığıyla bilinen bir diğer ekip var. Bu 3 ekibin dışında boşta olan eski vekiller ve başkanların (belediye, il ve ilçe) oluşturduğu küçük küçük yapılar var. Bunlar da ittifak arayışındalar.
Mevcut yapıların tamamında öncelikli hedef İzmir Büyükşehir Başkanlığı. Aziz Kocaoğlu-Alattin Yüksel yapısı kentin tamamında belirleyici rol oynamak istiyor. Yaşanan imza sürecinden sonra gücü kırılmış olarak görülsede bu yapının son anda yaptığı manevralarla dengeleri alt üst etmesi en büyük özelliği.
Tuncay Özkan yapısı ise imza sürecinde imzacıların Genel Merkez önünde oturma ve protesto eylemleri yapacağını açıklamasının hemen ardından kendisine yakın olan ilçe başkanlarının yaptığı Ankara çıkarması sonrası süreçten güçlenerek çıktı. (Bu çıkarmada Bayraklı örgütünü ayrı bir yeri var. Zira; İzmir’den Ankara'ya yapılan bu çıkarma da Bayraklı ilk harekete geçen ilçeydi. Sadece bu değil lojistik ve iletişim olarakta diğer ilçelere destek buradan geldi.) Bu yapı başta hakim oldukları Konak, Çiğli, Çeşme ilçelerinin yanısıra Dikili, Torbalı ve Nalıdere ilçelerinde de söz sahibi olmak istiyor.
Murat Bakan yapısı ise imza sürecinde başta İzmir olmak üzere Türkiye'nin bir çok kentinde yaptığı çalışmalar ile bu süreçten güçlenerek çıkan bir diğer grup. Özellikle genel merkez ilişkileri ile dikkat çeken yapı Buca, Karabağlar, Konak ilçelerinde söz sahibi olmak istiyor.
Bu ekiplerin karşı karşıya geleceği ilçeler ise Konak, Buca, Karabağlar, Çiğli, Çeşme. Özellikle Kocaoğlu-Yüksel ve Özkan yapısı arasında bu ilçelerde ciddi bir rekabet ve kapışma olacaktır.
Yapıların dışında nasıl bir çalışma var?
“Yapıların talepkar olduğu yerler burası da diğer yerlerde ne var?” diyorsanız; öncelikle 2014 yerel seçimlerinde kaybedilen 8 ilçede ciddi aday enflasyonu ve sıkıntı yaşanacak gibi. Özellikle bölünme nedeniyle az farkla kaybedilen Selçuk, Menderes ve Kemalpaşa parti içi kaosun en net yaşanacağı yerler. Buralarda aday sayısının fazla olacağına kesin gözle bakılıyor. Çıkan adaylar arasında ittifak sağlanmaz ise bu ilçelerin belediyelerine CHP bayrağı asılamaz.
CHP'nin banko görüldüğü yerler olan Karşıyaka, Narlıdere, Güzelbahçe, Foça ve Dikili'de CHP'nin rakibi yine kendisi. Buralara ilgili sipariş yazılardan ve sosyal medyada yapılan paylaşımlarda bunu çok net görebilirsiniz. "Kesin kazanacağız" diyerek koltuk sevdası ile çok aday çıkması olası bu ilçelerde kayıp yaşanmasa da meclis aritmetiği ciddi oranlarda değişiklik gösterebilir.
İYİ Parti ve HDP Faktörü
CHP'nin 30 ilçeyi de alma hedefi ile çıktığı yolda asıl rakibi Ak Parti olarak görülse de daha önce seçim sürecinde oylarını topladığı İYİ Parti (Merkez Sağ) ve HDP (Kürt ve sol oylar) mevcut oyları bölme ihtimali nedeniyle daha ciddi rakip olarak görülüyor. Hatta Ak Parti elindeki 7 belediye sayısını 10-12 bandına taşıma planını bu bölünme üzerine kuruyor.
İyi Parti Küçük Menderes Havzası'nda yer alan, Bayındır, Beydağ, Ödemiş, Tire ilçeleri ile Bakırçay Havzası'nda kalan Kınık ilçesi ve metropol alanda kalan Bornova'da dengeleri değiştirecek kadar güçlü.
HDP ise; Metropol ilçeleri Buca, Konak, Karabağlar, Bayraklı ile Kemalpaşa, Torbalı ve Menemen'de ciddi oy alıyor. Bu ilçelerin bir çoğunda oyu yüzde 12-14 bandında. Hatta bu nedenledir ki adı Karabağlar ilçesinde Ak Parti'nin adayı olarak görünen Mardin kökenli Kaymakam Mehmet Sadık Tunç'un bu kesime oy veren hemşehrilerine yönelik çalışma yaptığı iddia ediliyor.
Sonuç...
Sonuç olarak imza süreci CHP içinde ciddi ayrışmalara yol açtığı için kamplaşmalar oluştu. Bu süreçte aaylığına kesin olarak bakılan çokça isim açığa düşüp ağır yara aldı. Parti Genel merkezi de bu süreçte aaylar ile aynı tahribata maruz kaldı.
İşte bu nedenledir ki; CHP Genel Merkezi dahl parti içindeki hiç bir yapı kafasına göre aday belirleme lüksüne sahip değil. Bu süreçte yaşanacaklar CHP'nin mevcut İzmir Büyükşehir Belediyesi dahil 23 belediye sayının artıp yada azalacağını belirleyecektir.