Mahir Polat'ın neden doğrularını çekinmeden konuştuğunu yazmıştık bir önceki yazımızda. Ama neden hedefe konulduğuyla ilgili yeterli bir gözlem aktarmadık. Zaten bir çoğumuza göre dürüst ve ilkeli olmak bir siyasetçinin erdemi olamaz. Siyasetçinin böyle olması ve kimsenin boyunduruğunda olmaması elzemdir.
Bornova'dan siyasete atılıp ilçe başkan yardımcılığından çıktığı siyasi sürecini Aziz Kocaoğlu-Alaaddin Yüksel ikilisinin desteğini almadan önce Yüksek Disiplin Kurulu üyesi olarak CHP Genel Merkezi'ne, ardından da milletvekilliğine taşıdı. Partisinin son kurultayında, kendi ilçesi olan Bornova'yı üç adaylı seçimde desteklediği adayın kaybetmesine rağmen, YDK'ya en yüksek oyu alarak girmeyi başardı. Ardından da Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun başdanışmanlığı görevini aldı. Seçim sürecinde Kemal Kılıçdaroğlu'nun kimseye haber vermeden İzmir’e gelip memur Teoman'ı ziyaret ettiğinde yanındaki tek milletvekili olması kendisine CHP içinde verilen önemi göstermeye yetiyordu.
Bu tek başına yükseliş, CHP içinde ağalık saltanatı sürmeye çalışanları ilk günden itibaren rahatsız etmeye başladı. Polat'ın bir açığı bulup önü kesilmeliydi. Belediyelerden yürüdüler, bulamadılar; ailesini didiklediler, yine elleri boş kaldı... Eşinden dostundan tutturalım dediler, o da ellerine yüzlerine bulaştı. Yandaşlardan bile destek almaya çalıştılar Mahir Polat'ın önüne engel çıkarmak için, hatta bununla da yetinmeyip partinin mahremi ile ilgili sürekli bilgi verdikleri yandaş medya da sipariş yazılar yazdırmaya bile başladılar ama yine hüsran yine hüsran... Boşa harcadıkları zamanı kendileri adına yaptıkları bir yatırıma harcasalar daha faydalı bir iş yapmış olurlardı.
Bu süre zarfında Mahir Polat ne yaptı? Siyasette üzerine düşeni yapmak için dağ bayır demeden emek verdi. Doğrularını söylemeyi de sürdürdü. İzmir gibi CHP'nin kaynayan kazan olmadığı bir yerde siyasetini yapsaydı şu an olduğundan çok daha farklı yerlerde olurdu. Bu kentte CHP'linin CHP'liye yaptığını kimse yapmaz. Biri siyaset öne çıkmaya görsün. Hemen kuyusu kazılmaya başlanır lüks mekanların rakı masalarında.
CHP'de aktörlerin yeniden şekilleneceği kaçınılmaz bir süreç hızla geliyor. Önce CHP'nin, sonra ise muhalefetin ve Türkiye’nin geleceğini bu kadrolar şekillendirecek. Bu kadrolar içinde genç, dinamik, ilkeli siyasetçiler yer alacak. Siyasi alt yapıları sağlam, pratik süreçlerde deneyimli isimlerle, CHP kendisini kendi içinden var edeceği bu süreçten geri dönemez.
CHP içinde bu kazanı kaynatanlar, Kurultay sürecine kadar yandaş medya ile iş birliği içinde saldırının dozunu arttıracaktır. Buradan sonuç alamazlarsa yaklaşan yerel seçimlerde kendi çıkarları ekseninde aday belirleyebilmek için yeni saldırı dalgası başlatacaklardır. Bu saatten sonra Mahir Polat’a yapılan her saldırının altında yukarıda ifade ettiğimiz kazanı arayın.
Görüşüne katılmıyorum.
Dürüst insan devamlı kazanır