İZSU, tarihinde hiç uğramadığı bir saldırı dalgasıyla karşı karşıya kalmış görünüyor. Kurum içinde yapılan liyakatsız atamaları eleştiri hakkımızı şimdilik saklı kalsın. Böylesi önemli bir kurumun kültürünü ve hafızasını taşıyacak atamalar da yapılmıyor değil. Yapılması beklenen kimi atamaların liyakatsızlıkların açığını kapatmak için doğru hamleler olacağını duysak da yeterli olup olmayacağını zaman gösterecek.
Yapılan kritik yönetimsel hatalar bu köklü kurumu hesapsız saldırıların açık hedefi haline getiriyor. Tabi ki KOKU sorunu da bu saldırıların önünü sonuna kadar açıyor. Bilen, bilmeyen saldırıyor. Desteksiz eleştirenlere bilimsel açıklamalarla cevap verilse de "karşıdakinin anlayabileceği" kapasitenin ötesine geçmek ne mümkün!
Daha önceki yazılarımızdan birinde koku sorununu, basiretsiz teknik kadroları ve çözümü birkaç hamlede ortaya koyan yöneticileri anlatmaya çalışmıştık. İZSU'nun yönetim kadrolarında yer alan, alanlarında uzman akademisyenlerin sürece dahil olmasıyla çevreye duyarlı çözümlerle İzmir’in kâbusu olan koku sorunu kısa sürede ortadan kalktı. Kimileri, çevreye duyarlı, hatta faydalı kimyasallardan habersiz eleştirilerini yöneltince yapılan olumlu çalışmalardan İzmirlilerin de haberi olmuş oldu. Demek ki muhalefet etmeyi bilmek de ayrı bir marifetmiş. Ümit Özlale sayesinde İzmirliler yapılan ciddi çalışmaları, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin çevreye duyarlı çalışmalarını öğrenmiş oldu. Biz de basın olarak kendisine teşekkürü borç biliriz. Bizim anlatamadığımızı kamuoyuna O anlattı. (İYİ Partili Özlale'nin de bir kaç vakte kadar muhalefet etme becerisini de kazanacağını umuyoruz.)
Dedik ya bir sorun ortadan kalktı. Ekiplerin gece gündüz alt yapı temizliğine devam etmesinin yanı sıra akademik destekle, çevreyi onararak yapılan çalışmalar ders olarak okutulacak nitelikte. Siyaseten bunu anlatamayıp dosttan türeyen muhalefete malzeme vermek ise üzerinde düşünülmesi gereken bir konu. İZSU'da birileri sosyal medya mühendisliği ile kurumdaki etkilerini devam ettirmeye çalışsa da halka kurumu anlatmak bu kadar hafife alınmamalı. Toplum artık video-fotoğraf ile iletişim köprüsü kurulmaya çalışılmasından usandı. Kaş da yapamayan, göz de çıkaramayan kadro ve yöntemlerle kurumun itibarını ne hale düşürdüğünüzü umarız fark edersiniz! Konumuz ŞİMDİLİK liyakatsız kadrolar değil. Ama İZSU, deneyim ve teknik birikimle ayakta duran bir kurum. Kişisel bakış açısıyla yapılan yanlış atamaların zararı kolay telafi edilemez. Dikkat etmezseniz BASIN ve LİYAKATSIZ BÜROKRATLARINIZIN 'yanlış' ilişkilerinin kokusu, körfezin kokusunu bastırır. Bilimsel bakış açısıyla atılan bir doğru adım bütün kenti koku kabusundan kurtarırken; böylesi yanlış atamalardan doğan bir yanlış adım ise atılan bütün doğru adımların izlerini bir çırpıda siler atar...
Son sözümüz de Ümit Özlale ve İYİ Partili siyasetçilere olsun. Siyaset kadar muhalefet etmeyi de öğrenmek gerekiyor. Bir ay önce kol kola gezdiğiniz siyasetçilerle ilgili konuşmadan önce üslubunuzu tartmanız, attığınız adımların kime hizmet ettiğini seçmenin çok iyi gördüğünü bilmeniz gerekiyor. Koku ve kimyasal çıkışı, ne kadar körü körüne sahaya çıktığınızı ve sadece surlarda gedik açmaya çalıştığınızı ortaya koydu. İzmir'de kabul görmeyecek bu yaklaşımı bir kenara bırakmazsanız İzmir’in kokusu gibi siz de bir an önce unutulacaksınız...