Geceleri geç saate kadar çalıştığım için uyumadığımı, bu nedenle gündüzleri biraz geç uyandığımı, şayet uykumu alamadan uyandırılmış isem nasıl bir canavara dönüştüğümü bilmeyen kalmadı artık, sağır sultan da dahil.
O halde sabahın kör bir saatınde beni yatağımda rahatsız etme cüretini gösteren bu münasebetsiz de kim?
Bir yandan kendi, kendime söyleniyor, diğer yandan kapalı olan gözlerimi neler olduğunu anlamak için açmaya çalışıyordum.
Birden kapalı olan gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Yatağımda, üstelik kollarımın arasında dünyanın en yakışıklı erkeği duruyor, benim kollarımda olmanın gururuyla mışıl, mışıl uyuyordu. Tam öpmeye yelteniyordum ki, yatağın öteki ucunda oturmuş, sabırsızlıkla uyanmamı bekleyen arkadaşımın Yavaş uyanmasın uyarısını aldıktan sonra dudaklarımı gerı çekerek yataktan yavaşça kalktım ve arkadaşımı dinlemeye başladım.
Bu defa neden kavga ettiniz? diye sordum. Genel şeyler dedi ve devam etti. Biz anlaşamıyoruz artık ayrılmak istiyorum.
Arkadaşımı tanımasam kavganın nedenlerini tek tek soracağım ama arkadaşımın ne denli kaprisli olduğunu ve olur olmaz şeylerle hayatı hem kendine, hem de eşine nasıl zehir ettiğini çok iyi bilidiğimden sözü çok uzatma gereği duymadan hakkınızda hayırlısı olsun deyip konuyu geçiştirmeye çalıştırdım.
Bencil, duyarsız biri olduğumu düşünmeyin.
Genelde yazılarımı okuyanlar bilir. Birlikten beraberlikten, hoşluktan, kadir kıymetlikten bahsederim.
Kimsesizden yana, mağdurdan yana tavrımı belirlerim. Pratikte tanıyanlarda bu yönümü çok iyi bilir.
Lafı evirip çevirmeyeceğim. Bugünkü konumuz bir çok erkeğin hayatını alt üst eden hanımlar.
Kadın dediğin bir bahardır; gülüşü ile kışa güneşi getirir. Merhamettir, sevgidir. dokunduğu yerler ışıldar.
Bir kadın evinize girer, huzur, bereket, neşe getirir.
Ancak öyle kadınlar vardır ki, hayatınıza girdiği andan itibaren acı, dert, keder verir.
Alışkanlıklarınızdan, değerlerinizden ve sevdiklerinizden sizi kopartır. Olmayacak felaketlere sürükler sizi.
Bir kadın vardır: çocuğuna canını feda eder. Çocuğunu En çirkin haliyle, engeliyle, tüm kusurlarıyla karşılıksız sever.
Bir kadın vardır'ki ana demeye bin şahit lazım. Kötülüğüyle çocuğunu zehirler, geleceğini kirletir. Çocuğa kötülüğü, kini, nefreti. öfkeyi aşılayarak hem kendine, hem de topluma zarar vermesini sağlar.
Huysuz olur genelde bu tip kadınlar. Çokça da aksi.
Nasıl desem? Memnun etmesi zor. Her yönüyle olumsuz. Hani Yunus Emre dediğinin tersi, iltifatta cimri, eleştiride bankör olan cinsten! Şİkayet etmek, eleştirmek bir klasiktir onun için.
Kendini çok akıllı zanneden bazıları da ki siz de onları çok iyi bilirsiniz mutlaka kendilerindeki aklın kimsede olmadığına iddiaya girebilir sabah akşam.
Dünyanın kendi etraflarında döndüğünü zannedip kendisinden başka bir varlığın varlığından bi haber yaşar.
Karnım doyuyor mu doyuyor;
Evim var mı var;
Sağlığım sıhatim yerinde mi yerinde
Güzel miyim; güzelim.
Yeterince çevremde gaddar mıyım, gaddarım.
Herkes benden beni görünce çekinip korkuyor mu, korkuyor.
Heyt ulan!
Bu dünyada benden başka ben var mı?
Hade ordan sizde.
Gözüm kör mü? Kör
Çirkinmiyim, çirkinsin
Kötü müyüm,
kötüsün hemde nasıl.
Sen seni görmemişsin meğer.
Sen sevgi, aşk, değer bilmeyen bir bencilsin. Ve yapayalnız yaşayıp, yapayalnız öleceksin.