Son günlerde İzmir siyasetinin en temel konularının başında “Bankamatik Memurlar” ve “Eş-dost-akraba kadrolaşması” geliyor. Bu konunun da en önemli merkezi Çiğli Belediyesi. Gerçi Çiğli için bu yeni bir durum değil. Her dönem bu ilçede siyaset çok sert ve kavgalı olmuştur. “İzmir siyasetinin en sert ve en karasının yapıldığı 3 yer neresidir?” diye sorarsanız, sayılan isimlerden biri mutlaka Çiğli’dir. Öyle ki bu durum kentin adeta makûs talihi olmuş durumda.
CHP’nin 4 dönemdir yönettiği Çiğli’de yönetimine geçmişe dönük bir göz atarsak ne hikmetse mesleği olanlar ama müteahhitlik ile ön plana çıkan isimlerin başkanlık koltuğunu işgal ettiğini görüyoruz. Gelen isimlerin yönetim şeklinin de sıkça tartışıldığı Çiğli’de muhalefetin olmaması da “ben yaptım oldu” mantığı ile iş yürütülmesinin en önemli nedeni olarak öne çıkıyor. Gerçi muhalefet olan Ak Parti Çiğli Teşkilatı sık sık yaşanan kavgalar nedeniyle CHP’ye muhalefet edecek hali kalmamış. Kendi içlerinde kafa göz yarmakla meşguller. Hal böyle olunca CHP’li belediye kafasına göre kenti yönetiyor. Düşünün, belediyedeki eş-dost-akraba kadrolaşmasını bile Ak Parti’nin Yerel Yönetimlerden Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Hüsnü Boztepe ortaya çıkarıyor. Bu olaylar eğer ki AK Partili bir belediye de yaşansaydı o belediyede CHP’liler kıyamet koparmışlardı. Muhalefetin bu kadar pasif olduğu kentte iktidarın bu kadar rahat tavırda hareket etmesinden doğal ne olabilir ki?
300 Kişilik Siyaset
Sadece CHP’den belediye başkanlığı için 23 aday adayın çıktığı yaklaşık 200 bin nüfusu olan kent siyaseten çok hareketli görünse de siyaset CHP’de yaklaşık 300 Ak Parti’de ise 75-80 kişilik bir zümre arasında geçiyor. Diğerleri ise sadece oy vermek için sandık başına giden kalabalık ve arada partilerin etkinliğine katılan gönüllülerden oluşuyor.
İlk olarak 1999 yılında İzmir’in efsane başkanı İhsan Alyanak’ın oğlu Tevfik Alyanak’ın aldığı yüzde 30.24 oy oranı CHP tarafından kazanılan ve o günden beri 4 dönemdir CHP’de olan kent her dönem CHP içinde yaşanan kavgalar nedeniyle Ak Parti’nin ağzını sulandırsa da her seçimde iki parti arasındaki makasta giderek artıyor. Buna en büyük etki olarak İzmir’in beyaz yakalılarının yeni gözde merkezlerinden olan Ataşehir (Yılların İstasyonaltı Mahallesi rant alanı olsun diye Karşıyaka’daki Atakent’e benzetilen), Evka 5 mahalleleri ile Alevi nüfusun yerleşik olduğu Güzeltepe, İnönü ve Uğur Mumcu (Harmandalı) Mahallerinden gelen blok oylar öne çıkıyor.
Bunun dışında Belediye’deki kadrolaşmada özellikle CHP içinde siyasette aktif rol alan bu 300 kişinin yakın çevresinden oluşmaktadır. Her gelen belediye başkanı kendisine yakın isimleri kadrolara doldurduğu bu son açıklama sonrasında adeta tescillenmiştir. Bu kadrolaşma şu an belediye başkanı olan Hasan Arslan döneminde resmen ayyuka çıkmıştır. Kentin en önemli sorununu işsizlik oluştururken bu sorunun çözümünde önemli rol üstlenecek ismin bunu sadece kendi eş-dost-akrabasının çözülecek sorunu şeklinde hareket etmesi Çiğli’nin makûs talihinin en net göstergesi olsa gerek.