Biz hala inanmaz gözlerle yerimizde durup garip bir ilgisizlik ve saçma sapan bir özgüvenle "yok canım yapamazlar, daha ileri gidemezler, yasa hukuk vs" diyerek boş boş seyrediyoruz.
Soygunu, talanı, yalanı, adam kayırmacılığı, ayrıştırılmayı, ötekileştirilmeyi, değerlerimizin paspas edilmesini seyrediyoruz.
Tepki göstermek gerektiğini düşünüyoruz. Sokaklara çıkılsın bağırılsın çağırılsın eylemler koyulsun istiyoruz ama bunu başkalarının yapmasını istiyoruz.
Boşuna değil Reza Zarraf'ı ABD de tutuklayan savcının burada pop star muamelesi görmesi. Bu tutuklamayla AKP iktidarı ve RTE’nin ipinin ABD tarafından çekileceğine inanıp sevinçten delirdik. ABD niye bize böyle bir kıyak yapsın diye düşünmek işimize gelmiyor.
Durduk, oturduk kurtarıcı bekliyoruz!
Bu arada farkında mısınız? Durmuyorlar!
Her adımda daha geriye, daha bir karanlığın içine çekiliyoruz...
Satılacak meta "din" olunca gözü bağlı ardından yürüyecek topluluk bulmakta sıkıntı çekilmiyor, sıkıntı yaratan da dayatmalar yoluyla hizaya çekiliyor...
Ahlaksızlığın her türü kutsanıyor nerdeyse...
Kadın ve çocuklar üzerinde uygulanan vahşete dini kılıflar uyduruluyor.
Bir yandan anasının dizinden tahrik olabilen, kız evladına şehvetle sarılmak gibi sapık istekleri olanlara makul yanıtlar verebilen bir din kavramı oluşturuluyor.
İmam-Hatip okulları ve cemaat evlerinde yaşanan taciz olaylarının sonu gelmezken öte yandan ilkokullarda hatta anaokullarında el kadar kız çocuklarına çarşaf, erkek çocuklara takke giydirip dini törenler dayatıyorlar. Kardan adam yapmayı günah görecek kadar sakat zihniyetli mollaya, bir lisede konferans verdirebiliyorlar.
Hamile kadının sokağa çıkmasını "edepsizlik" olarak gören zihniyetin mensupları "din öğrensin" diye kendilerine emanet edilmiş çocuklara tecavüz etmekte sakınca görmüyor!
Kendi meşreplerince geliştirdikleri her türlü ahlaksızlığa dini bir kılıf uydurup her ortamda savunuyor, konuşuyor, anlatıyor ve dayatıyorlar.
Sustukları şeyler de var tabi;
Hırsızlık, yolsuzluk ve talan için susuyorlar, konuşacak olanları susturmanın yolunu da buluyorlar.
Hukuk ihlalleri ve yargısız infazlar için susuyorlar, satın alamadıkları hukukçuyu süründürüyorlar.
Cemaat evlerinde ve din öğretiyoruz diye dayattıkları İmam-Hatip okullarında olan taciz ve tecavüzler için, ruhlarını yaralayıp sakat bıraktıkları çocuklar için susuyorlar.
Saldırganları korurken ağızları köpüre köpüre bağırıp, mağdurlar saldırılırken susuyorlar.
Ağızlarını doldura doldura "Yeni Türkiye" diye yarattıkları bu...
Bir kısmı dini dayatmalar, bir kısmı medya, bir kısmı silahlı güçlerle korkutulmuş, sindirilmiş, susturulmuş insanlar topluluğu, bir kısmı da yaşanan utanç çağının nimetlerinden arsızca alabildiğine yararlananlar...
Biz? "Yok canım o kadarını da yapamazlar" diye diye oturduğumuz yerden kurtarıcı bekliyoruz...
DİPNOT: Kurtarıcı demişken "Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mecvuttur" diyen adam o lafı boşuna etmemiştir bence...