Es Selamın Aleyküm Sevgili Delisever Dostlar…
Malumunuz bu kardeşiniz uzunca bir süredir Ak Parti içinde yaşananları, dönen Ali Cengiz oyunlarını ve partiyi kalkındırma yerine kendilerine koltuk arayanları yazıyor. Israrla inatla bazı yazılara devam etmeye de kararlı. Bugün bu yazıları yazmakta ne kadar haklı olduğumu yapılan ilçe atamaları sonrası bu deli kafama bir daha soktu zat-ı alileri.
Sevgili Deli Dostları malumunuz 1 aydan fazladır İzmir'in 3 ilçesi sahipsizdi Genel Başkanın makamı sayılan ve bu şekilde anlamlandırılan ilçe başkanlığı koltukları boştu. 1 ilçesi de vekaleten sayılacak bir temsil ile gidiyordu. Yapılan temayül yoklaması hiçe sayılarak başka isimler monte edileek Ankara'ya yapılan davet sonrası bu koltuklar dolduruldu. Dolduruldu doldurulmasına da parti içinde çok sık şikayet ettiğimiz konulara göre dolduruldu. Ak Parti İzmir'de başkanlık kriterinin olmazsa olmazı haline gelen "Karadenizli" şartına göre koltuk sahipleri belirlendi. Her zamanki "Adaletsiz Karadenizli Partisi" kuralları ile bu iş yapıldı. Öyleki Sevgili Deliseverler son atama ile 7 adet Karadenizli ilçe başkanına 3 tane daha eklenerek bu rakam 10'a çıkarıldı.
Sevgili Deliseverler İzmir'de her seçim dönemi memlekete yada etnik kökene göre hep bir "biz daha fazlayız" yarışı yapılır. Bu kriterlere göre atama ile bir yerelere gelmek istenir. Bazı hallerde doğru olabilecek bu davranış Ak Parti İzmir teşkilatında farklı yapılır. Bu seçenek hep gözardı edilir. Mesela; göçmenler ile Doğu-Güneydoğu'dan göç eden Kürt kökenli vatandaşlarımızın ikamet ettiği Gaziemir'de ilçe başkanı Rizeli Hüseyin Uzun'dur. Yine Alevi ve Doğu-Güneydoğu'dan göç eden vatandaşlarımızın ikamet ettiği Narlıdere'nin ilçe başkanı da ne tesadüf ki Rizeli Aslan Bilgi'dir. Göçmen nüfusu ile dikkat çeken Menderes ilçesi'nde de durum aynı. Bu ilçemizde göçmen Ak Partili yokmuş gibi Ordulu Mehmet İmre ilçe başkanı olarak görev yapmaktadır.
Hadi, "Ya Deli kardeş bunlar küçük ilçeler seçimlere çok etki etmiyor ne anlatıyorsun?" şeklinde tepki vereniniz olabilir, peki ya İzmir'de seçimin kaderini belirleyen Ak Parti'nin iktidar olması için önem arzeden Konak, Buca, Bornova'ya ne demeli sevgili Deliseverler? Mardin, Kars ve Konyaillerinden göç eden çok sayıda vatandaşın ikamet ettiği Konak İlçesinde koltuk Trabzonlu Temel Yıldırım'a, Göçmen nüfusun yoğun yaşadığı Buca ilçesinde yine Trabzonlu olan Neşat Arslan, Bornova'da ise Ordulu Arslan Keskin başkanlık koltuğunu işgal ediyor. Kendine has bir yapısı olan İzmir'de yaşayan hemen hemen herkesin "35,5" olarak bilinen Karşıyaka'nın ilçe Başkanı Samsunlu Abdullah Mertoğlu'dur. Kente o kadar uzaktır ki her mecliste "Ulusalcı ve Atatürkçü" yapısı ile bilinen Karşıyakalıları Ak Parti'den soğutan çıkışları ile dikkat çekiyor. Seçim sonuçlarına bakınca bu tercihlerin ne kadar başarılı olduğu görülüyor(!)
Bu 7 ilçenin 6'sında her yeni seçim sonucu hep CHP lehine oy artışı ile biterken bir tek Menderes'te Ak Partimiz kazandı. Burada da CHP'lilerin bölünmesi sonrası 428 oy ile seçim alınabildi. CHP'nin aday göstermediği son belediye başkanının bağımsız girip 5 bin civarı oy aldığını hatırlatmakta da fayda var.
Çok değerli Deliseverler benim deli aklımın bile yanlış strateji olduğunu gördüğü bu olayı ne Karadenizli ağırlıklı Genel Merkez ne de "Ordulu" İl Başkanı Bülent Delican görmemiş olsa gerek Ak Parti sevdalılarının çantada keklik olarak gördüğü Manisa Kulalılar ve Erzurumluların ağırlıklı yaşadığı Bayraklı'ya Rizeli Özgür Hızal, Doğu-Güneydoğu'dan göç eden Kürt kökenli vatandaşlarımızın ve İç Anadolu'nun değişik illerinden gelenlerin yoğun yaşadığı İzmir'in en büyük ilçesi Karabağlar'a Artvinli Kazım Erten'i, kentte en ağır yenilgilerin birinin alındığı Urla'ya siyaseten de tecrübesiz Ordulu Ahmet Olgun Binici getirilmesi hangi aklın eseridir?
Delisever dostlar son yapılan 4 atamanın bir diğer vahim tarafı ise teşkilatlarda isim kalmamışcasına Bergama İlçe Başkanı Hakan Koştu, Bayraklı İlçe Başkanı Özgür Hızal , Karabağlar İlçe Başkanı Kazım Erten'in il yönetim kurulu üyeliğinden buraya atanmaları oldu.
İsminde "Adalet" olan bir partinin daha önce gerek Reis'e gerekse de Ak partimize yaptıkları sert muhalefetle dikkat çeken ardından keskin dönüşle partimize gelen Trabzonlu Süleyman Soylu, Ordulu Numan Kurtulmuş ile partimizin kuruluşundan beri görev yapan son dönemdeki açıklamaları ile dikkat çeken Rizeli Hayati Yazıcı'nın Ak Parti'nin en güçlü isimleri olmasının duruma etkisi var mı yok mu sorusu bu deli aklımı zorlamıyor değil hani!
Dip Not: Partimizde bugüne kadar görev yapan 6 il başkanının 3'ünün de Karadenizli olması tesadüf olsa gerek(!)