Günlerdir ülkemizde olası bir savaş çıkma ihtimalini düşündükçe hop oturup, hop kalkıyorum.
Endişeliyim!
Ve itiraf etmeliyim zaman, zaman da büyük bir korku sarıyor içimi.
Ardı arkası kesilmeyen şehit haberleri geldikçe, korkularımın aslında yersiz olmadığını bir kez daha anlıyorum.
Bir yanda gökyüzüne havalanan F- 16 lar, diğer yandan yeryüzünde ki, şehit cenazeleri, yetim kalan çocuklar, yüreği yanan anne ve babalar.
En acısı da ne biliyor musunuz?
Bir çok insanın tüm bu acılara duyarsız kalışı.
İnsanların olaylara karşı tepkisiz kaldığını gördükçe, acaba ben mi yine fazla paranoya durumlarına geçiş yaptım diye düşünmeden de edemiyorum.
Hayır, hayır. Ben de anormal bir durum yok!
Asıl normal olmayanlar ülkesini kendi menfaatleri uğruna harcayarak, şehit kanı üzerinden siyaset yapanlardır. Vatan sever olduğunu iddia eden ama, halkı bölendir.
Normal olmayan ülkede ki karışıklığa kulak tıkayıp, yakamozları yazıya döken gereksiz yazarlardır.
Yakamoz ne? ulan.
Ülke diyorum efendi. Şehit diyorum. Savaş diyorum.
Peki ya sen neyin derdindesin?, Nasıl bir hayal aleminde yaşıyorsun? İlginç.
Neyseee!
Hayal alemindeki bünyesinde sadece yakamozları barındıranlar yok tabii.
Zaten karışık olan ülkeyi daha da karıştırarak ille de savaş diyen sahte şövalyeler var ki, onlara sadece ulan demek bile yetmez gibime geliyor.
Ah bu cahiller savaşı bilmiyor Allahım!
Savaşın ne olduğunu bilmeyen insanlar savaş ister.
Rahat koltuklarınızda bilgisayarda son sürüm savaş oyunu oynamaya benzemez.
Savaş vahşettir, ölümdür. Binlerce insan ölür, yaralanır, sakat kalır. Çocuklar yetim kalır. İster kazan, ister kaybet binlerce insanın acısına şahitlik edersin.
Bakın. Albert Einstein savaşa karşı olduğunu hangi sözlerle dile getirmiş;
“Ben barış için mücadele etmek istiyorum. İnsan savaş hizmetini reddetmediği sürece hiçbir şeyin savaşları ortadan kaldırması mümkün olmayacaktır. İnsanın inandığı bir şey örneğin barış uğruna ölmesi, inanmadığı, örneğin savaş gibi bir şey yüzünden acı çekmesinden daha iyi değil mi?. Ders kitaplarımız savaşı yüceleştirmekte, dehşetlerini ise anlatmamaktadır.
Bu yöntemlerle çocuklara nefret aşılanıyor. Ben onlara barışı öğretmek istiyorum, nefreti değil; sevgiyi öğretmek istiyorum, savaşı değil.”
Bunlarda Türk Halkı nın savaş hakkında ki düşünceleri.
“Canımız sıkılıyordu zaten. Ülkeye iyi bir adrenalin şart.
Kızlarda gelirse seve, seve savaşa giderim.
Savaşta iyi eğleneceğiz lan panpa.” v s
Düşünsenize!
Ülkemiz, Olası bir savaşta Annelerinin eteğinin altına saklanacak olan böylesi yüzlerce cahile emanet.
Fazlasını yazmaya gerek yok. Takdir sizin.
İki milliyetçi söylemle vatan kurtardığını sanan zavallılara da bir çift lafım var.
O cenazelerdeki kan sizin de elinize bulaştı! Bilin istedim.