İzmir CHP'nin tüm Türkiye'ye örnek gösterdiği kent. Temel argümanlarından biri olan "Türkiye'yi İzmir'den doğan güneşle aydınlatıp İzmir gibi yapacağız" argümanının öznesi olan kent. Sırf bu yüzden bile tüm ülkenin CHP'yi değerlendirdiğinde dönüp baktığı kent. Pazar günü bu kentte CHP İl Kongresi vardı. Kimilerinin örnek almak için kimilerinin ise eleştirmek için gözlemlediği bir kongre oldu. Kongredeki güç dengesini, kimlerin nasıl pozisyon aldığı sandıkta nasıl bir tavır sergilediğini bir çok arkadaşımız uzun uzun yazdı. Hatta sosyal medya üzerinden partililerce çokça örneklendirme yapılarak sert eleştiriler yapıldı. Bu nedenle bu konuya girmeyeceğim.
Kongrenin kazanan kaybedeni diye uzun uzun analiz de yapmayacağım. Eğer tek cümle ile anlat denirse; "Tüm eleştirilere rağmen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu tüm süreçte usta bir satranç oyuncusu edasıyla oyununu kurdu ve son hamle olarak gövdesini koyduğu kongrede ezici sayılacak bir farkla kongreyi kazandı" ifadesi en net anlatım olur.
Kongrede asıl öne çıkan ise bana göre İzmir'in yerel, genel ve cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılacağı benimde gerek bu köşede gerekse de radyo programında sıkça dillendirdiğim "2019 Süreci"ni çok önemsemediği gerçeğidir. İl seçimi sonucu gösteriyor ki CHP İzmir 2019'a kadar sadece 24 Mart 2019 yerel seçimlerini önemsemiştir. Bu çalışmanın noktalanacağı gündür. Yapılan konuşmalar ve alınan pozisyonlara bakarsak bu tarihten sonra yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimi bu kongrenin aktörlerinin derdi değilmiş. Karpuz gibi ortadan ikiye ayrılan partililerin gerek tribünlerdeki hali gerekse de delegenin coşkusuz ruhsuz hali partilileri CHP'nin yüzde 25 oy oranına razı olduğu ve kendi iktidarlarını öncelikli düşünce olarak ortaya koyduklarının en net göstergesidir.
Bunun farkında olan Sayın Kocaoğlu ve ekibinin bunu çok iyi kullanmış ilçe başkanları, belediye başkanları ve bunun beklentisinde olanların bu niyetlerini sandıkla yansıtmıştır. Bu denklemde kim ne oy vermiş ne oy vermemiş çok önemli bir argüman değildir.
Gerek delege seçimleri süreci gerekse de çarşaf listelerden çıkmak için gösterilen eforun maalesef seçim sürecinde harcanmaması bundandır. Umarım ben yanlış görmüşümdür ve partililer beni yanıltır ve 2019 sürecinde farklı davranır. Ama görünen tablo o ki meşhur atasözlerimizden olan "Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir" sözünün gerçek olduğu bir kez daha gerçekleşecek gibi duruyor.
GönderMe1: Kongrede gençlerin etkinliği gerek adaylar gerekse de ortaya çıkan kurumların üye yapısına bakılınca çok net ortaya çıkmıştır,
GönderMe2: Partinin ağır abilerinin kongrenin kazananı Deniz Yücel'e oy isterken ifade ettiği "Bu seçim Deniz ve Utku'nun çekişmesi değil, Aziz Kocaoğlu'nun referandumudur" ifadesi yukarda anlattığım bakış açısının gerçekliğinin en net delilidir.
GönderMe3: Kongrede tavrını en net ortaya koyan Narlıdere Belediye Başkanı Abdul Batur, Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ ve Yalı Demokrasi Platformu'nun Lideri Mustafa Kocaoğlu delegeden ayrı bir takdir görmüştür.