Siyaset muhabirliği yapmaya başladığım ilk günlerde meslekte duayen olan bir büyüğüm, "Evlat siyasette hesap yaparken normal aritmetik kuralları ile işlem yapma. Normal aritmetikte 2 kere 2 eşittir 4 eder ama siyaset aritmetiğimde eksi 10 da olur artı 110 da. Siyaset aritmetiğinde mantık arama, bulamazsın" demişti.
Dün yapılan seçime gelirsek, özellikle Muharrem İnce'nin ardı ardına yaptığı İzmir, Ankara ve İstanbul mitinglerine bakarak umutlanan kesim büyük hayal kırıklığına uğradı. Özellikle bu mitingler sonrası dile getirilen Cumhur İttifakı ( Ak Parti, MHP, BBP) ile Millet İttifakı (CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi) arasında fark yüzde 0.3-4 civarındadır söylemi ortaya çıkan 53.66 ya 33.94 rakamları ile resmen darman duman oldu. Bu sonuç siyasetin aritmetiğinin önemini net olarak ortaya koyuyor.
Bu hesaplamalarda İYİ Parti ve Saadet Partisi konusunda çok ciddi sapma oluştu. Bu sapmalar sonucun bu kadar farklı olmasının en büyük nedeni olarak görülse de milletvekili sayısındaki bu fark zaten siyasi sistemimizin en büyük kamburu olan D'Hondt Sistemi sayesinde oldu. Zaten bu sistem nedeniyle tam yansımayan sonuçlar daha uçuk kaçık oldu. Mesela İzmir 1. Bölge'de Geçtiğimiz dönem az bir fark ile 4 vekil çıkaran Ak Parti bu kez yüzde 28.75 ile 4 vekil almak bir yana ittifak arkadaşı MHP'ye yüzde 5.86 ile bir vekil kazandırdı. Aynı bölgede Geçtiğimiz dönem çok az farkla 2'nci vekili kaçıran HDP yüzde 12.54 ile ancak 1 vekil çıkarabildi. Yani D'Hondt Sistemi'nin ittifak uyarlanması nedeniyle 12.54=5.86 oluyor. Bu da siyaset aritmetiğinin farkı olsa gerek.
Bu sadece İzmir'den bir örnek benzer örnekleri Adıyaman, Erzurum, Şanlıurfa gibi iller baş olmak üzere Türkiye'nin tamamında görebiliriz.
Nereye Kayboldular.
Seçimin kısa tahlili olarak bunu anlatsak da asıl sıkıntının liderlik sorunu olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Seçim sonuçları açıklanır açıklanmaz "Anadolu Ajansı manipülasyon yapıyor" söylemi ile seçime hile karıştırıldığını iddia eden muhalefet liderlerinin ortada görünmemesi bu vasfın eksikliğini çok net ortaya koydu. Oy verenlerini sandık ve oy korumaya Seçim Kurullarına gönderen liderlerin o seçmenlerin bazı yerlerde darp edilip gaz yedikleri anda nerede oldukları halen bilinmiyor. Seçim sürecinde esen gürleyen isimlerin finalde yok olmaları kendilerine destek verenler tarafından da sorgulanıyor. Özellikle sosyal medya üzerinden ciddi tepkiler geldi. Ulusalcılığı ile bilinen gazeteciler bile bu durumu eleştirerek cezaevinde olan Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş'a atıfta bulunarak "Dışarda olaydı açıklama yapmıştı" demeleri muhalefette temelde bir lider sorunu olduğunun en net göstergesidir.
Netice olarak bu seçim her ne kadar hile yapıldı oy çalındı dense de sistemleri çözen ve ekibine liderlik edenlerin kazandığı bir seçim olarak tarihte yerini alacaktır. Önümüzdeki günler Mecliste sıkıntılı sürece de gebe. Özellikle genel af ve Kürt sorunu konusunda yaşanacak bir ayrışma Meclis'in çalışma düzenini de yok edepti.
GönderMe1: Siyaseti bir fikirler rekabeti olarak görmediğimiz her seçim sürecinde daha da ayrışarak ortaya çıkıyor. Kazananlar ya da kaybedenler olarak sevinci yaşamak yerine saygı sınırının çok üstünde dibinde dibi sayılacak yorumlarla karşılıklı sataşma ülkemizi gittikçe kamplaştırıyor. Azıcık "Edep ya hu"
GönderMe2: Muharrem İnce'nin nerede olduğu sorgulanırdın ve seçmenleri bir açıklama yapsın diye ekranlara kilitlenmişken bir twit ile mağlubiyeti kabul etmesi büyük bir siyasi acemiliktir. 16 yıllık milletvekiliyim diyerek gazetecilere tecrübe dersi veren bir ismin böylesi bir gafı yapması olsa olsa "Siyasi Sorumsuzluk" olur. Bunun savunması olarak "haber yapacağını düşünmedim" demesi ise abesle iştigaldir.