Seçim çalışmalarında artık sona yaklaşıldı. Bu hafta sonu kurulacak sandıklar “çok sönük” geçen kampanyanın sonucunu ortaya koyacak. Bende tüm anket firmalarının çıkardığı sonucu bekliyorum. 7 Haziran’da ortaya çıkan “Koalisyon” sonucunun bu seçimde daha da belirginleşeceğini düşünüyorum.
Bu kanıya varmamın nedenleri sadece anket sonuçları değil. Özellikle seçim sathı mahallinde yaşananların önemli etkisi var. Sahada olmayı seven, gerek siyasiler gerekse de vatandaşla bir araya gelmeyi istişare etmeyi seven biri olarak gözlemlerim de bu yönde.
Ankara’da yaşanan patlama sonrası yaşanan süreç, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizde her gün yaşanan “düşük yoğunluklu savaş”(bu deyimi o bölgelerde yaşananlarla ilgili bir çok siyasi ve askeri üst düzey yönetici tarafından dile getirildiği için kullandım) iktidar partisi olan AKP’nin elini gittikçe zayıflatıyor. Hoş başta Başbakan Ahmet Davutoğlu 7 Haziran sonrası kurulan seçim hükümeti için “Ak Parti Hükümeti değil!” dese de, mitinglerde dile getirdiği “Ak Parti olarak ülkeyi hükümetsiz bırakmadık. Bu süreçte elimizi taşın altına soktuk” söylemleri ile ilk tezini çürütüyor.
Özellikle bağımsız olduğu ifade edilen Hükümetin (ki dışardan atanan bağımsız ve bürokratlar dahil) Ak Parti için özel çalışarak oy istemesi ve muhalefeti hedef alması vatandaşlarda ciddi tepki topluyor. Bu da anketlere çok net yansıyor. Bir çok yerde birkaç yüz oyla vekillikleri kaptıran Ak Parti’nin “Bağımsız Hükümet(!)” ile bu açığı kapatma çabası İzmir gibi birkaç yüz oyla kazandığı vekillerin durumunu da ciddi tehlikeye atmış durumda. En çokta Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun gerek IŞİD konusundaki gafları gerekse de üslubunun dışında konuşma çabası (bunu kim akıl ettiyse Ak Parti’yi sevmiyordur) insanları partiden gittikçe uzaklaştırmıştır. İşte tüm bu saydıklarım nedeniyle Ak Parti’nin tek başına iktidarı yakalayamayacağına inanıyorum.
Seçimde bütün gözler özellikle milliyetçi oylarda. Bu konuda Ak Parti’ye oy devşirmeye çalışan “Havuz Medyası” hergün özellikle BBP ve MHP’den toplu geçişleri yazıp duruyor. Şahsen tüm bu algı yönetimlerine karşın bu iki cenahtan da Ak Parti’ye ciddi oy kayacağını düşünmüyorum. Özellikle bu konuda son dönemde yapılan açıklamalar ve verilen tepkiler de bu düşüncemi destekler yönde. Bu duruma karşı geçen dönem bağımsız olarak adaylar çıkaran “Cemaat”in bu geçişlerin Ak Parti’ye vekil kazandırmaması için özellikle kritik bölgelerde MHP’ye o vereceği bilgisi siyaset kulislerinde dolaşmaya başladı.
Seçimin parlayanı ise CHP olacak gibi. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun son dönemdeki siyasi hamleleri ve söylemleri bu konuda önemli rol oynuyor. Özellikle Ankara saldırısının ardından takındığı tavır ve terör ile ilgili söylemleri partisine artı katmış durumda. İlk kez CHP tabanı lideri ile bu kadar kenetlendi ve destek olmaya çalışıyor. Özellikle seçim bildirgelerinde gençliğe ayrı önem veren CHP’de bu hamle nedeniyle ciddi bir oy oranı bekleniyor.
Seçim döneminde yükselen değer ise HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş oldu. Özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere Ak Parti Genel Başkanı Başbakan Ahmet Davutoğlu ve parti üst yönetiminde olan Demirtaş kendisi ve partisi ile ilgili eleştiri ve suçlamaları iyi savuşturdu. Bunun ile beraber gerek öğrenci evlerine yaptığı ziyaretler gerekse de vatandaş içine sık sık çıkarak onların sempatisini kazanması partisi için ciddi bir artı oldu. Son anketlerde MHP’yi geride bırakacağı öngörülen HDP bu seçimde aldığı oy oranını ciddi şekilde arttırırsa kimse şaşırmasın!
Yurtdışı oylardaki artış ise Ak Parti ve HDP’ye yarayacak gibi. Özellikle 12 Eylül dönemi solcuların ve Kürtlerin sığındıkları bölge olan İskandinav ülkelerinde sandığa gitme oranında ciddi bir artış var. Bu da kamuoyunda 7 Haziran seçimlerinde yurtdışı oylarında büyük sürpriz yapan HDP’nin yeni bir sürpriz yapacağı beklentisini ciddi şekilde arttırmış durumda.
GönderMe1: Pazar günü dananın kuyruğu kopacak. Erken seçim ile ülkemizin 4 yıllık geleceğini yönlendirecek hükümet belli olacak. “Demokrasi Bayramı” olarak kabul edilen seçimlerde mutlaka sandık başına gidin. Ülkenin geleceğinde söz sahibi olun. Hangi partiyi hangi adayı desteklerseniz destekleyin mutlaka sandığa gidin. Unutmayın “Oy Namustur. Namusunuza sahip çıkın. ”
GönderMe2: Buradan Belediye Başkanlarına bir çağrıda bulunmak istiyorum. Siyaseten geldiğiniz çizgidekilere mesaj vermek yada toplumda sevilen isimlere yönelik, park, anıt ve heykel gibi eserler yapıp “Saygı gösterdi” havasına girip oy devşirmeye kalkmayın. Hele Narlıdere’deki gibi saygı duyuyoruz diyerek şov yaparak açtığınız eserleri(Berkin Elvan Sokağı ve Gezi Anıtı gibi) sonra sahipsiz bırakacaksanız yapmayın kardeşim. İnsanların yüreklerindeki yarayı daha da kanatmayın!
GönderMe3: Bu seçim dönemi çok ilginç şeylere şahit oldum. Yerel seçim ve 7 Haziran seçimleri süreci partilerine küsüp, dönemin yöneticilerine sallayıp duran (hatta hakarete varan küfürler eden) zevatı o isimler aday olunca arkalarında görünce şaşmamak elde değil. Cidden bu politika denen şey hiç bu kadar ayağa düşmemişti.
GönderMe4: Daha önce de dile getirmiştim. Basın Danışmanlarını seçerken dikkat edin diye. Adına çalıştığı insandan daha ulaşılmaz olan, kraldan çok kralcı davranan, kötü yazılan haberler, kullanılan dil, abartılı sunumları geçtim artık “Yalan Haberler”de gelmeye başladı. Ya bu konuda işin ehli isimlerle çalışın, yada sizlerle çalışan bu zevatı zapturapt altına alacak şekilde kontrol edin. Emin olun bu naçizane teklifime uymanız sizin yararınıza olacaktır.
GönderMe5: Karşıyaka Belediyesi’nde ilginç şeyler oluyor. Son yaşanan ilginç hırsızlık olayının ardından belediye binasından dışarı ciddi dedikodular sızmaya başladı. Özellikle Kent AŞ konusunda kulağıma ulaşanlar çok ciddi iddialar var. Umarım sadece iddia düzeyindedir.