Hep aynı cümlelerle sürüp gidiyor haber bültenleri, sanki bir kez yazılmış sadece üzerindeki tarih yenileniyor ve aynı bülten "yersen" dercesine gözünüze baka baka okunuyor gibi.
Sizin de tüyleriniz diken diken olmuyor mu bu sözleri duyduğunuzda... Yıllardır bu cümle kuruluyor: "PKK’nın hain saldırısının ardından bölgede operasyonlar başladı."
Niye? Niye?!!
Bu örgüt var mı? Var.
Niyeti, amacı, hedefi, eylemleri, nerde yuvalandığı belli mi? Belli...
Peki,niye öldürmesini bekliyorsun? Niye gerekeni yapmıyorsun? İstihbarat örgütün ne iş yapar senin? Dağda gezen örgüt yöneticisi senin askerinin nerden ne zaman geçeceğini biliyor da senin istihbaratın armut mu topluyor?
Devletin tüm imkanları sen de değil mi, daha neyin gücünü istiyorsun? Bizim çocuklarımız kurbanlık koyun mu?
Adamlar asfaltı kaldırmış, yüzlerce kilo patlayıcıyı yerleştirmiş, o asfaltı tekrar kapatmış ve bunu o bölgede hemen her yere yapmış, bizim çocuklarımızı hala o yollardan geçirip havaya uçurmalarına izin veriyorsun!
Onlar bütün bu tuzakları kurarken senin istihbaratın ancak vatandaşın telefonunu dinler, senin verdiğin masum insanları içeri tıkacak delil üretmeleri talimatıyla ayağına dolanan kim varsa içeri atmanın yollarını aramakla o kadar meşgul olurlarsa nerden bilecekler asfaltın altına döşenen patlayıcıyı...
İşbirlikçi savcıların hakimlerin katkısıyla sahte delillerle komutanlarını içeri tıkıp mülkü temelinden yıkmaya çalışırken, kendi ordunun içini oyduğunu bilmiyor muydun?
Elbette biliyordun, hedefinde PKK değil kendi ordun olursa, o ordunun havaya uçan askeri senin için sayıdan ibarettir, hedefine ulaşmanı sağlayacak stratejik piyondan başka birşey değildir...
Bunca kötülüğü aklı almıyor insanın. Ne yazık ki biraz dikkatli bakınca görünen bu.
Yine büyük bir sınavdan geçiyoruz. Ki yurdum insanı bir kaç on yılda bir bu türden sınavlardan geçmeye alışık...
Mısır da ölen bir kız çocuğu için meydanlarda gözyaşı döken, ancak kendi gençlerinin ölüsü dağda taşta yatarken 400 vekil ve başkanlık hesabı yapan bir kalpsiz yönetiyor yurdumu.
Ölen ya da öldürülen, başka kökenden, başka mezhepten ya da karşıt görüştense "oh canıma değsin beter olsun" diyen vicdansızlar yaşıyor...
Ölümleri, ölenin kimliğine iktidarın olası tepkisine göre geçiştirip, yasama, yürütme ve yargıdan sonraki en önemli güç olduğunu unutarak, halkına doğru haber vermekten korkan yüreksizler yazıyor, gazete çıkarıyor yurdumda...
Bunca acının, yüreksizin, vicdansızın, bunca kötülüğün içinde sıkışıp kalmış yurdum elbet bu sınavı da atlatacaktır. Elbette bu acılara neden olan vicdansızların da bedel ödediğini göreceğimiz günler de gelecek...
Ama yine de insan sormadan edemiyor... NİYE?!!