Yaklaşan kongre sürecinde bu soru çok sorulmaktadır. Oysa buna cevap aramadan önce, Partinin İzmir’deki durumunu ele almak gerekmez mi? Yani durum tesbiti yapılmadan ihtiyacın kim olacağı nasıl belirlenebilir. Şüphesiz belirlenir de, doğru olabilir mi?
Partili arkadaşlarla konuştuğumuzda çoğu arkadaş parti proğramından habersiz, Partideki “siyasi söylemi” yetersiz bulduklarından, ya da Partinin siyasi etkinliğinin kitleleri sürükleyemediğini düşünerek ideolojik, ya da siyasi duruş farklılığı arzulamakta, ancak bunun tanımı konusunda çelişkiler yaşamakta. Peki bu siyasi etkinliği il örgütü mü sağlıyacak yoksa Parti üst organları mı, yani Genel Merkez mi sağlıyacak? Cevap bulmak kolay mı?
CHP 2014 Yerel Yönetim seçimlerinde İzmir’de 8 ilçenin Belediye Başkanlığını kaybetti. Büyükşehir adayımız da değişmediği için bir önceki seçimde aldığı oyların % 10 altında bir oy alabilmişti. Bu durum; aday yapılmayan belediye başkanları başka partilerde ya da bağımsız aday olduklarından parti bu durumu yaşamıştır dendi. Bu açıklama yalnız Menderes İlçesi için geçerli sayılabilir. Bunun dışında kalan 7 ilçenin durumu hiç irdelenmedi. Mesala Ödemiş'i niye kaybettiğimizi o dönemde görevde olan il, İlçe örgütümüz ve Belediye Başkanımız fark edemedi. Yapılan İlçe kongrelerinin çoğuna katıldım. Bu durumu açıklayan hiçbir parti yetkilisini ve yeni ya da eski Belediye Başkanına rastlamadım. Bunu belki dillendirmenin de fayda yaratmadığını düşünenler olur. Doğru da hala örgütü belirleme aşkından vaz geçemiyenler neden, bırakalım seçimleri delegeler kendi özgür iradeleriyle yapsınlar denmiyor. O dönemin yetkilileri bugün de seçiçi olmak istiyorlar. Bence işin asıl can alıcı noktası bu.
Bir de; İl Başkanımız genç mi olsun yoksa “ağabey” vasıfları olan biri mi olsun. Dedim ya ihtiyaç belirlenmeyince tüm genel doğruları ifade eden cümleleri sıraladığımız da, bu yanlıştır deme şansımız olabilir mi? CHP’nin gençleri namlıdır. Önce partinin siyasi çizgisini belirlemede etkili olmuş 30 yaşındaki Deniz Baykal ile yine o yaşlardaki Ahmet Naki Yücekök ile 50 li 60 yaşlarında olan Prof. Turan Güneş,Prof. Haluk Ülman ve Prof. Besim Üstünel Partinin Bilim Kurulunda birlikte çalışıyorlardı. Önseçimle Buca Belediye Başkanı olmuş 26 yaşındaki Yüksel Çakmur ile yaşını büyüterek Milletvekili olmuş Süleyman Genç varsa zaten onları sen ben durduramayız, gelirler partinin İl Başkanlığını da alırlar. Bu nedenle “genç olsun” söyleminin çok doğru bulmama rağmen nerde o genç demekten de kendimi alamıyorum.? Gençlik tanımı fiziki değil politik olarak genç bir kitleyi her kademede kontenjana rağmen kendini gösterebilmiş birine ben rastlıyamadım. Lütfen var olup da benim göremediklerim bu gerçeği yüzüme vursunlar.
Bugün İzmir İl Örgütünün bırakalım siyasi söylem olarak bizi farklı bir noktaya taşıyacak birikimi, resmi günlerde törenlerde yüzümüzü ağartacak kitleyi göremiyoruz. Geçmişte yaşadığımız üç kongre sürecinde örgüt her seferinde ortadan ayrılarak bölündü. Yerel Yönetimlerdeki atamaları yazmamın kimseye bir yararı yok. Yerel yönetimlerde iş ve aş arıyanların istek ve beklentileri partinin geniş kitleler içinde örgütlenmesini engellemektedir. Kısaca parti kitle tabanında örgütlü değil. Küçük Sanayi sitelerinde dükkan sahibi bir oto elektrikçisi bir tornacı, bir kaportacı ilçe yöneticimiz var mı? Organize Sanayi Bölgelerindeki fabrikalarda çalışan bir sanayi işçisine görev veriyor muyuz?
O halde bizim en büyük sorunumuz toplumsal örgütlülüğümüzdeki yüzeysellik. Belediye çalışanı da bir emekçi şüphesiz. Ancak O’nun bize farklı bir katkı sunacağını düşünmüyorum. Bir sanayi işçisi, bir köy kooperatifinin üretici ortağını birkaç istisnanın dışında örgütlerimizde göremiyoruz. Köy kalkınmasının kooperatifçilik olmazsa olmazı tartışan bir örgütümüzü kim sağlıyacaksa il başkanı o olmalıdır. Bunun da deneyimle olabileceği açıktır.
DOĞRULARI HAYKIRAMAYAN YANLIŞLARA GEBE YAŞAR HELAL OLSUN AZİMENT GÜRBÜZ NEREDE SUYA SABUNA DOKUNMAYAN BİAATKAR VAR BELEDİYE MECLİSİ OLUP YÖNETİMLERE GİRİYOR BU CHP BU KİŞİLERE KALDIYSA YANDI KETEN HELVA