CHP'de imza konusunu gündeme getirirken İzmir’deki değişimin öncülerini hedefte görmem/göstermem partililiğimin bana yüklediği sorumluluk nedeniyledir. Sayın Genel başkan benim gerçek anlamda dost diyebileceğim ilişkilerimin olduğu biri. İyi günümde kötü günümde hep yanımda olmuştur. Ama siyasi anlamda aynı düzeyde yakın olamadığımız gibi tam tersine ben parti politikalarında gördüğüm yanlışları hem bu zeminde hem yazdığım haber sitesinde hem de direk kendisine yazarak ilişkilerimize zarar gelse dahi dile getirmiş biriyim. Biz İzmir’de dolayısıyla partide yeni bir örgütlenme modeli yeni bir yapılanma gerçekleştirmek amacıyla 2012 de bilgisi dahilinde İzmir İl yönetimine talip olduğumuzda mevcut Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun istifa tehdidiyle bugün kendisine karşı imza savaşı veren Gürsel Erol, Gürsel Tekin, Alaattin Yüksel, örgütlenmeden sorumlu Genel başkan Yardımcısı Nihat Matkap adayımız Levent Eyipişiren’in seçilmemesi için İzmir’e karargah kurmuşlardı. Benim nezdimde isimlerini yazdıklarımın tümü hamileri vasıtasıyla bulundukları görevlere gelmişlerdi. Bugün ki imza savaşında öncü olmaları sadece siyasi ömürlerini uzatmak olduğunu biliyorum. Aziz Kocaoğlu'nun imza baskısındaki su gerekçe net bilgidir. "Efendim imzalar Muharrem İnce için değil MYK da dört kişinin değişmesini istiyorum. Bu olursa sorun yok" diyerek imza topluyor. Bu zat İzmir e 8 ilce kaybettirmiş bir belediye başkanıdır.
Gelelim Genel başkan adaylarına bakış açıma; ifade ettiğim gibi Sayın Kılıçdaroğlu'nun gerek partiye kazandırmak istediği kişilerin dünya görüşleri açısından gerekse partinin programına ve ilkelerine aykırı bulduğum siyasi söylemleri hep eleştirdim. Partiyi parti dışı jokerlerin istilasıyla değil ülkenin, Cumhuriyetin aydın birikimi ile partinin öz evlatlarının kaynaştığı bir kadro hareketi yaratmasını hem istedim hem de bekledim. Ancak şüphesiz partinin etkili güçleri buna istekliler miydi sanmıyorum. Yalpalamanın kaynağı da bundandır. Giderek bırakın ülkenin aydın potansiyelini parti öz evlatlarını da saf dışı etti. Partinin etkili pozisyonlardaki mensupları gün geçirmekle meşguller.
Muharrem İnce Genel başkan olduğunda parti farklı olacak mi? Sanmıyorum. Türkiye ve dünyayla ilgili hiç bir düşüncesini bilmiyorum. Gurup Başkanvekilliği yapmasına rağmen. Sadece TBMM de "Allah Esat’ın belasını versin” dediği bir konuşması aklımda. Bu demek ki Ortadoğu’da olanı biteni kavrayamamış.
CHPlilerin yıllardır yaşadığı eziklik iktidar olamama durumu hitabet gücü yüksek polemik ustası birini cazip kılabilir. Ancak sonuca ulaşma sansı vermez. Çünkü CHP’nin asıl ana gövdesi bilgili dünya ve ülke sorunlarını bilen iktidar olmasa dahi parti ilkelerinden ve Cumhuriyet değerlerinden ödün vermeyen lider arar. Bu son cümle hem KILIÇDAROĞLU’nun en çok eleştirilen yönü hem de Muharrem İnce’nin yeteri güveni vermediği konu.
Gelelim CHP tabanına. CHP tabanı partinin ilke ve programını dikkate almadan halkın benimseyeceği bir iktidar programı ve bu programı uygulayacak bir kadro oluşturmadan iktidarı düşünmemesi gerektiğini kabullenmiyor. Sürekli İktidarı Genel başkan dan beklemektedir. Dün Deniz Bey bugün de Kemal Beyi bu nedenle eleştiriyor. Oysa asıl sorun KK ve MI değil. Örgüt yapılanma ve kadro sorunu