Türkiye'de siyaset dili çok hızlı bir şekilde kirlenmeye devam ediyor. Fikirlerin kapışması ve bu fikirlerin ürettiği projelerin yarışması gereken Türkiye Siyaseti nerdeyse belden aşağı yapılmaya başlandı. Yaşanan kirlenme sadece parti şliderleri arasında olsa amenna diyeceğimiz bir şekilde parti üyelerine hatta ve hatta üye olmayan seçmenlere kadar inmiş durumda.
Bu kirlenme ve yozlaşma öyle bir hal almış ki konuştuğum çokça isim işi şiddete taşıyacak duruma gelmiş bile. Konuşma sırasında ifade ettikleri; "Çoktan çok azdan az gider", "Temizlik için bir dalgalanma ve şiddet ortamı olmalı", "Temizlik şart bunun için dayak cennetten çıktı" sözleri ciddi anlamda kanımı dondurdu. Bunları ifade edenlerin çoğunun yeni yetme taze olduklarını dememe bilmem gerek var mı? Güzel ülkemizin 1980 öncesi yaşadıklarını bilmeyenler özellikle bazı büyük abi ve ablalarının anlatıkları(ki genelde karşıt gruplara yapılanları bir kahramanlık edasında anlatmaları. Ki çoğu provokatif yalanlardan oluşuyor)ile coşmuş durumda olan bu gruplar arasında gerilim daha kötü yere gitmeden çare bulunmalı.
Bu çarenin bana göre en önemlisi kullanılan saldırgan ve belden aşağı dilin bir an önce sonlandırılması gerekiyor. Bunun dışında özellikle siyasete yeni giren yada merak salan gençlere siyasetin "devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış" olduğu öğretilmeli ve bu anlayış çerçevesinde çalışmalar yapmaları sağlanmalı. Bu konuda şahsen devlete düşen çok önemli görev olduğunu da düşünüyorum. Özellikle toplum içinde "bilgili abi-abla" pozuna giren gün içinde işini yapıp hatta siyasetten nemalanarak ticari bağlantı kurup para kazanan diğer zamanda da özellikle sosyal medya mecralarında insanları anlattıkları ile dolduran ve en başta din dil ve millet ayrımı yaratıp kendileri dışındakileri bu gençlerin hedefine koyan aymazlara yönelik özel bir çalışma yapılmalı. Bu konuda kanun koyucunun yaptığı çok sayıda yasanın uygulanması kesin çözüm olacaktır.
Unutulmamalıdır ki geçmişinden ders alamayan toplumların planladıkları geleceğe varmalarının imkanı yoktur. Tarihin tozlu sayfalarında yerini alan bir çok devlet ve ulus bu hatayı yapmıştır.
GönderMe1: Geçtiğimiz ayların İzmir siyasetine damgasını vuran Ak Parti İzmir Yerel Yönetimler Başkanı Hüsnü Boztepe ve CHP İzmir İl Yöneticisi Yücel Özen yeni dosyalar ile gündemi sarsacağa benziyor. İkisi de uzun zamandır ciddi bir sessizliğe bürünmüş durumda. Fırtına öncesi sessizlik gibi duran bu durumun ardından önümüzdeki günlerde İzmir'de ciddi bir siyasi deprem olacağa benziyor.
GönderMe2: Siyasette en önemli unsurlardan biri söyledikleriniz ile icraatlarınızın birbirini tutmasıdır. Bu konuda bir çok kez siyasileri eleştiririz. Bu kez ise takdir edilecek bir isim var karşımızda; CHP İzmir İl Yöneticisi Yücel Özen. "Köy Mallarının Satışı" konusundaki net duruşu ile takdiri hak ediyor. Uzun yıllar kapatılan İl Genel Meclisi'nde görev yapan ve burada CHP'nin Grup Başkanvekilliği'ni başarıyla yürütmüş olan Özen, köy mallarının satışına karşı yaptığı çalışmalar ile öne çıkıyor. Bu konuda Ak Parti'nin yanısıra CHP'li belediyeleri de sürekli takip eden Özen bunlara yaptığı uyarılar ile de öne çıkıyor. Sadece İzmir değil Ege Bölgesi'nin tamamını mercek altına alan Özen'in deşifre ettiği bir çok satış işi durduruldu. Siyaset Özen gibi isimlerin artması ile kalite kazanacaktır.
GönderMe3: Ak Parti İzmir'in Büyükşehir Belediye Grubu'nda Grup Başkanvekili Bilal Doğan'a karşı ciddi bir muhalefet oluşmaya başladı. Özellikle uzun süredir parti içinde aktif siyaset yapan eski isimler ve CHP'den gelen isimlerinde içinde yer aldığı grup Doğan'ın siyaset tavrından rahatsız oldukları bu nedenle Grup Başkanvekilliği için aday çıkaracakları parti kulislerinde konuşuluyor. Bazı il yönetim kurulu üyeleri ve bir kısım partilinin de Doğan'ın Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile yaşadığı kavgaların yaptıkları muhalefeti gölgede bıraktığını düşündükleri ve bu nedenle yeni yapılanma çalışması lehinde görüşlerini beyan ettikleri öğrenildi.
GönderMe4: Göreve geldiği günden beri yaptığı etkinliklerde yaşanılanlar nedeniyle sıkça basına malzeme olan ve bu nedenle eleştirilen Ak Parti İzmir Kadın Kolları Başkanı Gözde Keskin'in CHP İzmir İl Başkanlığı önünde yaptığı eylem parti içinde çokça eleştiri almış durumda. Eylemin etkisiz kalması ve CHP'lilerin sovuna dönmesi bir yana Ak Parti önünde eylem yapmanın da önünü açmış oldu. Uzun süredir kapısının önünde eylem yaşamayan Ak Parti İzmir İl Binası, Keskin'in bu yanlış hamlesi ile eylem alanı olabilir.