Günümüzde hızla artan dünya nüfusunun en önemli problemlerinden biri beslenme sağlığıdır. Hızlı nüfus artışına rağmen günümüzde tarım topraklarının kısıtlı olması sonucunda, birim alandan en yüksek verimin alınması için tarımsal üretimi artırmak amacıyla tarım ilaçları (pestisit) kullanılmaktadır. Pestisitler tavsiye edilen dozların üzerinde yoğun ve bilinçsiz bir şekilde kullanıldıklarında, gereğinden fazla sayıda ilaçlama yapıldığında, gerekmediği halde birden fazla ilaç karıştırılarak kullanıldığında gıda maddelerinde fazla miktarda kalıntı bırakabilmektedir. Bu durum yüksek dozda pestisit kalıntısı içeren gıdalarla beslenen insanlarda ve çevredeki diğer canlılarda akut veya kronik zehirlenmelere neden olmakta ve aynı zaman da yüzey sularına ve yer altı sularına akış ve sızma yoluyla taşınabilmekte, su kütlelerini kirlenmesine neden olduğu için su kaynaklarının kullanılabilirliğini azaltmaktadır.
Küresel ölçekte tarım arazilerinin %64'ü pestisit kirliliği ile risk altında mı?
Yakın zaman da Nature Geoscience' da yayınlanan çalışmaya göre; 168 ülkede tarımsal pestisitlerde yaygın olarak kullanılan 92 kimyasalın neden olduğu kirlilik riskini haritalayan bir çalışma yapıldı. Yapılan çalışma da toprak, atmosfer, yüzey ve yer altı sularına yönelik analizler gerçekleştirildi. Analizlerin sonuçlarına göre Asya'nın en yüksek kirlilik riski taşıyan en büyük kara alanlarına ev sahipliği yaptığını ve Çin, Japonya, Malezya ve Filipinler'in en yüksek risk altında olduğu belirtildi. Yapılan çalışmaların sonucunda pestisitlerin tarımda yaygın kullanımının üretkenliği artırırken çevre, insan ve hayvan sağlığı için potansiyel etkileri olabileceğini, ayrıca yaptıkları çalışma’ da Dünyadaki ekilebilir arazilerin yüzde 64'ünün pestisit kirliliği riski altında olduğunu ortaya koymuşlardır. Aynı zamanda, yüksek riskli alanların yüzde 34'ünün yüksek biyolojik çeşitliliğe sahip bölgelerde, yüzde 19'unun düşük ve orta gelirli ülkelerde ve yüzde beşinin su kıtlığı olan bölgelerde olduğu belirtilmiştir.
Gelecek yıllarda küresel pestisit kullanımının, küresel nüfusun 2030 yılına kadar 8,5 milyar olacağı,
Daha sıcak bir iklimde, küresel nüfus büyüdükçe, haşere istilalarındaki olası artışla mücadele etmek ve daha fazla insanı beslemek için pestisit kullanımının artacağı,
Pestisitlerin aşırı kullanımının dengeyi bozacağına, ekosistemleri istikrarsızlaştıracağına ve insanların ve hayvanların hayatta kalmak için bel bağladıkları su kaynaklarının kalitesini bozacağına dair endişeler her geçen gün artmaktadır.
Peki Ne Yapmalı?
Aşırı doz uygulaması, son ilaçlama tarihine uymama, yasak olan pestisitlerin kullanımı, kimyasal isim-ticari isim ilişkisinin bilinmemesi nedeniyle ilaç satın alınırken zorluklar yaşanması, tarım ilacı bayileri veya komşu tavsiyesi ile uygulama yapılması, eksik veya fazla doz kullanılması, ilaçlama aleti kalibrasyonunun gerektiği gibi yapılmaması, depolarken ve uygularken zorunlu güvenlik tedbirlerine uyulmaması, ilaç etiketinde mevcut olan diğer birçok uyarı ve açıklamanın anlaşılamaması veya dikkate alınmaması, son ilaçlama ile hasat arasındaki zorunlu “bekleme süresi” kavramının yeterince bilinmemesi ve bu süreye gereken önemin verilmemesi gibi durumlar ile karşılaşmamak için pestisit uygulayacak kişilerin mutlaka eğitilmiş ve İlgili Bakanlıkça yetkilendirilmiş olmaları çok önemlidir. Ülkemizde yetiştirilen tüm ürünlerin güvenilirliğini sağlamak ve tüketicimizi korumak üzere eğitim ve destekleme faaliyetleri ile birlikte denetim faaliyetlerinin tarladan sofraya tüm tedarik zincirini kapsayacak şekilde yürütülmesini ve tedbirlerin alınması için daha sıkı kontrol ve denetimler gerçekleştirilmelidir.
Gıda israfını azaltmaya çalışırken kullandığımız pestisit miktarını azaltan sürdürülebilir, küresel bir tarım modeli oluşturmalıyız. Böylelikle bilinçli üretici, sağlıklı tüketici ve dengeli bir ekosisteme sahip olmuş olacağız.
Yeni ve güncel bir konuyla sade ve akıcı bir üslup ile tekrar aydınlatmış oldunuz tesekkur ederim Pınar Hanım