Şu 2 gün içerisinde iki ayrı duygunun arasında gittim geldim. Bir an sevinç içerisindeyken, bir an da üzüntü çerisinde buldum kendimi.
Sizlerle önce sevincimi paylaşmak istiyorum izninizle.
Bildiğiniz üzere DEM Parti eski millet vekili sevgili Hüda Kaya abla tutuklu bulunuyordu. İsterseniz biraz geçmişe dönelim ve nasıl tutuklandığını anımsayalım. Hüda abla yurt dışından gelmişti ve Kobane davası dolayısıyla ifade vermesi istendi. 3-4 kez ifade vermeye gitti. Ancak her defasında ifadesi alınmadı. Sonra tam da dünya Kobane gününde, yani 1 kasımda tutuklandı. Hücreye konuldu ve aylarca iddianame sunulmadı. Tutukluluğunun 8.ayında tüyler ürpertici bir iddianame ortaya atıldı. Ki bu iddianameye göre bilmem kaç kez ağırlaştırılmış hapis ve 100’ü aşkın iddiadan ötürü yargılanması istendi. 8 ayın sonunda 25 haziranda mahkemeye çıktı. Şükürler olsun ki o saçma sapan iddianame baz alınmadı ve Hüda abla yurt dışı yasağı ile tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Bu haberi aldığımda elimde olmadan sevinç gözyaşları döktüm. O kadar mutlu oldum ki, yerimde duramıyordum. Tahliyesinin ardından ertesi gün telefonda görüştük. Hüda ablanın sesini duyduğumda hissettiğim mutluluğu tarif edecek kelime yok inanın.
Çok geçmiş olsun ablacım. Allah bir daha böylesi kötü günleri göstermesin ve siyasi tutsaklar da bir an önce tahliye olsun dilerim...
Gelelim hüznüme.
Gökçe Saygı’nın ölüm yıldönümündeyiz. “Bu kadın da kim” dediğinizi duyar gibiyim. Ki bu çok acı bir durum. Önce size Gökçe’den bahsedeyim.
Gökçe 39 yaşında dünyalar güzeli bir kadındı. Onun da sizler gibi hayalleri vardı ama Türkiye şartlarında hayata 1-0 başladı. Sonra da hayatından oldu. 5 sene önce Şahin Yalçın adlı şeref yoksunu bir yaratık tarafından 22 kez bıçaklanarak katledildi. Cani, müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Şuan cezaevinde ama sürekli kalacağına dair hiçbir güvence yok. Bir afla veya iyi hal indirimiyle tahliye olmayacağının bir garantisi yok maalesef.
Peki bu olaydan kaçınız haberdar?
Kimler tanıyor Gökçe’yi?
Kaçınız adını duydu?
Duysanız bile kaçınız umursamadı?
Gökçe’yi çoğu insan tanımıyor. Çoğu kişi adını bilmiyor. Katledildi diye kimse sokağa dökülmedi. Kimse yürüyüş yapıp “Gökçe için adalet” diye sokakları inletmedi. Bir pankarta bile konu olmadı Gökçe.
Neden? Çünkü o bir TRANS! Çünkü birçok kişiye göre zaten ölse yeri!
Birçok trans gibi sessiz sedasız gitti bu dünyadan. Ölürken sadece onun değil adaletin, insanlığın, vicdanın da selası okundu.
Nasıl yüreğim yanıyor, anlatamam. Çoklarca TRANS ya katledildi ya da intihar ederek gitti bu lanet homofobik dünyadan. Her ölümde onları yaşatamadığımız veya yaşatmadığımız için hepimiz suçluyuz. Çoğunluğun kalbi o kadar siyah ve vicdanı o kadar kör ki, bırakın yaşatmayı ölümüne sevinecek kadar nefret dolu kalpleri.
Velhasılı kelam, ne desem boş. Birçok TRANSın ardından adalet gözükmemişken, TRANSlar hala kötü koşullar altında direniyor ve kendilerine duyulan nefretle mücadele ediyorken, hakları gasp ediliyor ve onlara kötü gözlerle bakılıyorken ne dersem diyeyim, karşılığı kocaman bir utan olur sadece...
Üzgünüm...
Gökçe’ye ve vefat etmiş tüm TRANSlara saygıyla...