Nereden başlasam sanki elimde kalacak cümleler ya da nereye dokunsam az gelecek kelimeler. Herkes her şeyi diyor ama her şey hep havada asılı kalıyor. Herkes barışı sözde tavaf ediyor ama aslen bilerek veya bilmeyerek kendinden olmayanı taşlıyor...
Bildiğiniz üzere kısa bir süre önce Hamas İsrail’in bazı kesimlerine saldırılarda bulundu. Hatta bir festivaldeki gençlerin birçoğunu katletti. Bunları zafer edasıyla ve Filistin’in başarısıymış gibi yansıttı. Ancak ne bu ne bir başarıydı ne de Filistin’in lehine bir operasyondu. Aksine, Hamas’ın akıl dışı eylemleri yüzünden iki taraftan da birçok sivil katledildi, hâlâ da katlediliyor. Özellikle de Filistin halkı. Olanlardan sonra İsrail’in gözünü kan bürümüş durumda. Sivilleri umursamaksızın Gazze’yi bombalıyor, bildiğiniz soykırım yapıyor. Daha dün akşam içinde çocuklar, yaşlılar, kadınlar, hastalar varken bir Filistin hastanesini bombaladı ve hastanedeki insanların hemen hemen hepsi, 500’den fazla insan hayatını kaybetti. Tabi ki sonradan inkar etti, “Biz yapmadık. Bizi suçlamak için Hamas yaptı” dedi. Peki buna neden inanalım? Elli yılı aşkındır çocuk, kadın, yaşlı demeden Filistinlileri sistematik olan katleden İsrail değil mi? Filistinlileri yurdundan eden, erzağını, suyunu, elektriğini zaman zaman kesen, ambargo uygulayan, Filistinlileri tutuklayan, cezaevlerini Filistinlilerle dolduran ve fazlasını yapan İsrail değil mi?
Hamas’a dönelim. Umarım hâlâ Hamas’ı kahraman olarak görenler, Filistin için mücadele ettiklerini sananlar yoktur. Hamas, hiçbir zaman Filistin lehine bir şey yapmadı şimdiye kadar. Aksine, sanki Filistinlilerin yok olması için gizliden çalışan bir örgüttü. Düşünün ki bütün dünyanın gözü sizlerin üzerinde. Atacağınız her adım ses getirecek ve Filistin uzun yıllardır abluka altında, zulüm ve katliamla yüz yüze. Buna rağmen siz gideceksiniz sivilleri katledeceksiniz ve zafermiş gibi paylaşacak, öldürdüğünüz sivillerin videolarını yayınlayacaksınız. Bu bildiğiniz bilinçli provokatörlüktür. Zaten saldırgan olan İsrail’in pimini bilinçli olarak çekmektir bu. Hamas asla özgürlük mücadelesi veren bir örgüt olmadı. Hamas bir terör örgütüdür. Şuan katledilen her sivilin katili hem İsrail hem de Hamas’tır. Bir de bunu din adı altında yapıyorlar ya, o da ayrı çıldırtıcı bir nokta. Ne zamandan beri din sivilleri katletmeyi mübah sayıyor? Ne zamandan beri din ölenleri teşhir etmeye, ölü bedenler üzerinden propaganda yapmaya, ölü bedenlere işkence etmeye izin veriyor? Hayır, ben bunların inançlarını da yaptıklarını da reddediyorum ve diyorum ki “Zulüm bizdense ben bizden değilim!”. İsrail zulmünden farksızdır yaptıkları ve Hamas asla Filistin’in yanında değildir. Aksine yıllardır Filistin’e düşmandır! İsrail’in uşağıdır belki de, kim bilir...
Bir mevzuya daha değinmek istiyorum. Hamas’ın saldırılarıyla birlikte “Hamas sivilleri katlediyor. Zavallı İsrailliler. Asıl düşman Hamas’tır. Filistinliler ölmeyi hak etti” naraları savuran ŞEYTANLAR peydah oldu şimdilerde. Daha doğrusu zaten varlardı, renklerini belli ettiler. Sözleri o kadar şeytani, ruhları o kadar korkunç ki, insan diyor “Şeytan sadece İsrail değil. Şeytanlar her yerde!”. Evet Hamas katliam yapmıştır. Evet sivilleri öldürmüştür ve asla Hamas savunulamaz. Ancak kimsenin de “Filistinliler hak etti, gebersinler” gibi şeytani cümleler kurmaya, bu psikolojide olmaya hakkı yok!
Bu, insanlık dışıdır!
Bu şerefsizliktir!
Bu, katliamcı bir zihniyete sahip olmak demektir!
Bu, masumların katledilmesine çanak tutmak demektir!
Bu, kötü olan her şeydir!
İster İsrailli olsun ister Filistinli, hiçbir sivil/hiçbir masum insan ölmemeli! Masumlar üzerinden galibiyet olmaz. Masumların kanıyla zafer yazılmaz. Peki bu mümkün mü? Maalesef hayır. Dünyadaki hiçbir savaş adil olmamıştır ve sivillerin kanıyla hep tarih yazılmıştır. Kirli, kanlı bir tarih yani. Ne desek boş...
Üzgünüm...