Hiçbir mantık süzgecinden geçirmeden kendi sözlerine tutkun, kendi icraatına hayran insanlar tarihte de vardı bugün de var.
Gerçeklikten kopukluğunu fark edemez. Kendi hayal aleminde “..mış gibi” yaşarken, eğer pozisyonu, gücü müsaitse, bir de herkesin illâki kendisini onaylamasını, kendisine müteşekkir olmasını bekler.
Erdoğan, yeni yıl mesajında 2019 “eserlerini”(!) anlatırken halet-i ruhiye böyle.
“Her biri ülkemizin kalkınma yolculuğunda birer köşe taşı yatırım ve hizmetleri milletimizin istifadesine sundu..”ğuna inanıyor Erdoğan.
“Yatırım” dediğinin getirisinin götürüsünün ne öne mi var? Esas olan, “sükse”, “itibar”.
Onun için, oldu mu “dünyanın en büyüklerinden” olmalı “İstanbul Havalimanımız”(!)
Millete ne sordu bilinmez, ama “Milletimizin 60 yıllık hayalini gerçeğe dönüştüren Türkiye’nin otomobil projesi’nin ön gösterimini” de mutlaka takdir etmemiz gerektiğine inanıyor.
Üretim girdilerindeki ithalat bağımlılığı bakımından mevcut otomobil montaj sanayimizden daha az bağımlı olmayacağı; hâttâ daha fazla bağımlılık yaratacağı besbelli olduğu halde, onu da “yerli ve milli..” olarak alkışlamamız gerektiğine emin Erdoğan.
Veee bu “mega projeler”in üstüne dikilecek tüy de, yine Erdoğan’ın diliyle, “..ülkemize .. çok büyük katkıları olacak Kanal İstanbul Projemiz..”!!..
Hiçbirisi de milletin şu anki işsizlik, yoksullaşma girdabından çıkışı için derman değil.
Tam tersine geleceği daha da karartacak, taşınması giderek zorlaşacak dış borç batağını derinleştirecek nitelikte.
İktisatçı yazar Ege Cansen’in tespiti, “AKP’nin 2019’unun” dört dörtlük özeti: “Türkiye’de son yıllarda .. sırf sükse yapmak için veya ‘İnşaat olsun, rant doğsun’ diye fuzuli masraf ve verimsiz yatırım harcaması yapılmaktadır. Bu israfın hepsi, halkın cebine ‘eksi’ .. olarak yansımaktadır. .. devasa şehir hastaneleri, Osmangazi ve Yavuz Sultan Selim köprüleri ve bağlantı yolları .. vb sükseli yatırımların zarar şampiyonu açık ara İGA .. nam-ı diğer ‘Yeni İstanbul Havalimanı’dır. .. İstanbul Kanalı bittiğinde zarar yaratmada İGA’nın pabucu dama atılacaktır. Cuma günü ise ömrü boyunca zarar etmeye namzet ‘milli otomobil projesini’ halka sevdirmek için .. büyük bir göz boyama şovu yapıldı. ..” (29 Aralık 2019, sozcu.com.tr)
Yaratılan rant ve slogan ekonomisi, halkın yaşamını iyileştirmeye dönük değil.
Osmanlı İmparatorluğu’nun kapitülasyonları nasıl Batı emperyalizminin Düyun’u Umumiye namlı tasması olarak boynumuza geçmiş ve borç yükünü Cumhuriyet’imiz dahi taşımak zorunda kaldıysa, bu “sükse” ekonomisi de, gelecek kim bilir kaç neslin omuzuna verimsiz dış borçlar yüklemiş bulunuyor.
Yalnız önümüzdeki 2020 değil gelecek birçok yılımız da ipotek altında
* * *
Dışarıyla ilişkiler daha mı farklı sanki?
Yanı başımız Suriye’de, ABD’nin terör koridoru projesini kısmen akamete uğratabilmiş olsak da, bu defa İdlib’de tehditlere gebe bir yakın gelecek bekliyor ülkeyi.
Erdoğan, “..Türkiye geleceğine dün olduğundan çok daha güvenle .. bakıyor” olduğunu düşünüyor ama, gözbebeğimiz Mehmetçiğin sahadaki durumu ne yazık ki “dün olduğundan çok daha güvenli” görünmüyor. İki vahim olay, yakın geleceğe dair endişe yaratıyor.
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un sözleri, bazı anlarda belanın işaret fişeği gibi:
Lavrov, “Türk askerlerinin İdlib’deki varlığının teröristlerin önünü kesemediğini..” söyledikten sonra, “Teröristlerin provokasyonları Türk gözlemci askerlerin başları üzerinden yapılmaya devam etti” (20 Ağustos 2019, tr.sputniknews.com) dedi.
Akabinde, sahada Suriye ordusu İdlib’in güneyindeki stratejik Han Şeyhun’a saldırdı, ele geçirdi. Bela şu ki, bizim oradaki gözlem noktamız Suriye ordusunun kuşatması altında kaldı.
Bundan birkaç ay sonra da, Rusya-Suriye koalisyonu, Han Şeyhun’un kuzeyinde aynı stratejik hatta bulunan Maarat el Numan’a yöneldi. Lavrov işaret fişeğini yine attı: “İdlib terör yuvası haline geldi. Ne yazık ki bölgedeki Türk meslekdaşlarımız henüz terör eylemlerine bulaşmamış silahlı muhalifleri El Nusralı teröristlerden ayırt etmeye yönelik sorumluluklarını yerine getirmedi .. Ancak elbette sonsuza dek bu durum böyle kalamaz ..” (11 Aralık 2019, tr.sputniknews.com) dedi.
Bu sözlerden on gün kadar sonra ikinci gözlem noktamız kuşatıldı. Belli ki arkası gelecek.
Ne olacak? Suriye ordusuyla ve/veya Rusya ile mi çatışacak?
Erdoğan biliyor mu cevabı?
Bu durum, geleceğe “dün olduğundan çok daha güvenle” bakılacak durum mu?
Zamanlaması geç, muhatabı tartışılır olsa da, Libya üzerinden Doğu Akdeniz’de münhasır ekonomik bölge girişimi ne kadar olumluysa, Libya iç savaşında taraf olmamıza yol açacak bir askeri müdahale arayışı da o kadar yanlış ve güvensiz.
Libya sınır komşumuz değil, kuş uçuşu 2 bin km’den uzak ve Suriye’den farklı olarak, oradan bize doğrudan bir terör tehdidi yok.
Suriye sınır komşumuz, ama bu yakınlık, hükümetin Mehmetçiği yukarıda anılan riskten uzak tutmasına yetmiyor.
Erdoğan, yurdun 2 bin km uzağında bunu başarabileceğini sanabilir. Ama gerçeklikten bu derece kopukluk, yakın geleceğimize dair hiç güven vermiyor.
Kısacası, bir tek adama, kanunları yapmak, anayasa uygunluğuna karar vermek yetkilerini fiilen veren, ama onu TBMM ve yargı denetiminden azade kılan bu tuhaf “Başkanlık rejimi” ile yönetildiğimiz sürece, ne içeride ne de dış ilişkilerimizde güvenli bir gelecek görünüyor ufukta.
2020’de bu çarpıklığın düzelivereceğini ummak gerçekçi görünmüyor, doğru.
Ama bizim kitabımızda umutsuzluk yazmaz.
2020, mevcut durumu değiştirme irademizin kendini daha gür ifade edeceği; bu yönetim tarzına rıza göstermeyenlerin daha da çoğalacağı bir yıl olacak. Burası kesin!
CHP liderinin söylediği gibi, “2020, siyasi iktidarın yok saydığı ekonomik krizin yarattığı ağır tablonun, toplumsal dayanışma ve planlı üretim politikasıyla ortadan kalkacağına inananların daha çok öne çıktığı bir yıl olacak. 2020, komşularımızla barış içinde yaşamak isteyenlerin, fabrika bacalarının yeniden tütmesini, çiftçimizin tarlasıyla, çocuklarımızın bilimsel, çağdaş ve laik bir eğitimle buluşmasını isteyenlerin sesinin yükseldiği bir yıl olacak ..”!..
Yeni yılın böyle bir 2020 olması dileğiyle, herkesin yeni yılını kutluyorum..
Halkın iradesi ni yok saymayan ülke okonomisini daha somut canlandıran emeğin hakkını veren eğitim ve sağlıkta doğru adımlar atılan bir 2020 dileğiyle. Yazınız için teşekkürler saygılar