Nerden başlasam, kimseyi incitmeden nasıl meramımı yazsam diyorum ama kimseyi incitmeden sözümü ortaya koyamayacağımı da biliyorum. Belki de zaman zaman incinmeliyiz, ki kendimize/vicdanımıza/duruşumuza/hayata bakış açımıza bir ayar çekelim. Ki sorgulama noktasına gelip içimizdeki gizli zalimliği görelim.
Hadi önce bir kez daha Berki Elvan’ı getirelim aklımıza. 15 yaşındaydı Berkin katledildiğinde. Gezi Parkı direnişinin olduğu zamanlarda (16 Haziran 2013), ekmek almaya gittiği sırada polis tarafından atılan göz yaşartıcı gaz kapsülünün başına isabet etmesi üzerine aylarca komada kaldı Berkin ve komada olduğu 269 günün sonunda maalesef yaşamını yitirdi (11 Mart 2014). Elbette olay sonrası emniyet tarafından birçok iddia atıldı ortaya. Berkin’in üzerinde bomba olduğu bile iddia edildi. 15 yaşındaki bir çocuk terörist ilan edildi ve ölümünün ardında acılı annesi Gülsüm Elvan, bir miting sırasında Erdoğan tarafından yuhalatıldı.
Bu bilgileri şimdilik burada bırakalım ve başka bir olaya yönümüzü çevirelim.
Tarih, Ekim 2014’ü gösteriyordu. İŞİD’in Suriye’de fazlasıyla aktif olduğu ve tüm gücüyle caniliğini ortaya koyduğu zamanlardı. Kobani de bu canilikten nasibini almıştı ve İŞİD tarafından kuşatılmıştı. Haliyle bu durum, tüm dünyada yankı uyandırmış ve protestolar gerçekleşmişti. Protestoların adreslerinden biri, Diyarbakır idi. 07 Ekim 2014’te Kobani’nin kuşatılmasını protesto amaçlı bir yürüyüş yapılmış ve insanlar sokağa dökülmüştü. İşte tam da bu sırada Kurban Bayramı olması sebebiyle Yasin Börü, Riyat Güneş, Ahmet Dakak ve Hasan Gökgüz, komşularına kurban eti dağıtıyorlardı. Bu sırada yüzleri maskeli caniler, bu 4 çocuğa saldırdı. Saldırı sırasında Yasin korkuyla bir eve saklanmışken, gözü dönmüş saldırganlar evi basarak önce Yasin’i balkondan aşağı attılar, akabinde yanına varıp taşla başını ezdiler. Bu da yetmedi, gözlerini o kadar kan bürümüş ki yaktılar Yasin’i. Düşünün ki, Yasin’in annesi onu ayağındaki benden tanıdı ilk etapta. Çünkü tanınmaz haldeydi. 16 yaşındaki Yasin, vahşice katledildi teröristlerce. Çocuk demeden, gözünün yaşına bakmadan, gözlerini kan bürümüş bir halde!
Olay sonrası emniyet suçu HDP’ye attı, HDP ise olayın provakatif olduğunu ve tam da Kobani protestoları sırasında gözler HDP’nin üzerindeyken, okları HDP’ye çevirmek adına planlı olarak yapıldığını iddia etti. Bu vahşeti kim yaptı bilemem. Ancak bildiğim kesin bir şey var ki, Yasin’in ve arkadaşlarının genç yaşında vahşice katledildiği ve utanç tablomuza bir büyük utanç daha eklendiğidir.
Şimdi olaya başka bir pencereden bakmak istiyorum. Başta Berkin Elvan’dan bahsetmiştim biliyorsunuz. Berkin 15, Yasin 16 yaşındaydı. Ki ikisi de 2014 yılında birkaç ay arayla yaşamını yitirdi. İkisi de çocuktu, ikisi de hepimizin evladıydı. Anneleri aynı dilde ağıt yaktılar. Babaları aynı dilde feryat ettiler. Gözyaşları aynı dilde sel olup aktı ama (!) ölüler ayrıldı, acılar ayrıldı, ağıtlar ayrıldı. Berkin Elvan’ın katledilişini haykıran, Yasin Börü’nün vahşice katledilmesini dile getirmedi. Yasin Börü’yü katledenlere lanet eden, Berkin Elvan’ı katledene lanet etmedi. Berkin Elvan’a “Çocuk katledildi” manşeti atanlar, Yasin Börü için aynı manşeti çok gördü. Yasin Börü için yas tutanlar, Berkin Elvan’ı terörist belledi...
Tüm bu çirkinlikler uzar gider. Tabii ki burada ölenler arasında sidik yarışı yapıyor değilim ama ortada ciddi anlamda bir vicdan/insanlık suçu var! Bizler o kadar ikiyüzlü bir toplumuz ki, bizden olmayan bir masuma sırtımızı/vicdanımızı dönüp zalimleşecek kadar çirkiniz. Acılarımızı kucaklama şeklimiz “Senden öldü”-” Benden öldü” değil, “Bizden öldü” şeklinde olmalıyken, bölüp parçalandık gün be gün ve her parçamıza bin kat ayrıştırma kattık an be an. Toplum Berkin’ciler ile Yasin’ciler diye ayrıldı ve vicdanlar adeta çirkinlikte yarıştı. Sosyal medyada, sitelerde bu çocuklardan bahsederken bile kalemler safını belli etti. Berkin’in ölüm yıl dönümünde sosyalist kesim anma düzenleyip öldürenlere lanet ederken, Yasin’in ölüm yıl dönümünde gözleri, kulakları, vicdanları kör oldu. Muhafazakâr kesimde durum farklı mı? Elbette hayır. Onlar da hep sadece Yasin’i andılar yıldönümlerinde, Berkin’i terörist beleyip sırtlarını döndüler her seferinde. Muhafazakârlar bir tarafta, sosyalistler diğer tarafta, “2 ÇOCUK” mezarda!
Kendi halinde vicdansız olan bedenlerimiz, birleşip daha büyük bir vicdansızlığı örgütlüyor ve kendinden olanı kucaklayıp, kendinden olmayanı cehenneme yolluyor. Sonra da utanmadan insan vasfıyla ortalıkta dolanıyor insanlar. Şunları kafamıza sokup sarılmadıktan sonra, daha çok acılar bekler bizi kapıda!
Bugün, Yasin Börü’nün katledilişinin yıldönümü...
Yasin de bizim yavrumuz, Berkin de!
Berkin de çocuk, Yasin de!
Yasin de masum, Berkin’de!
Berkin’in katiline de lanet olsun, Yasin’i katillerine de!
Yasin’in de acılı bir annesi/babası var, Berkin’in de!
Berkin de suçsuz/günahsız, Yasin de!
Allah’ın laneti, vahşice masumların canına kıyanların olsun!
Allah’ın laneti, insanları bölüp parçalayanların üzerine olsun!
Allah’ın laneti, insanları birbirine kırdırmak adına her kesimden oyunlar oynayanların üzerine olsun!
Allah’ın laneti, konu çocuklar olduğunda bile ayrışanların üzerine olsun!
Allah’ın laneti, zalimlerin üzerine olsun!
Allah’ın laneti, koşullu vicdanlıların üzerine olsun!
Şüphesiz ki Allah; güzel işler yapanlar, farklılıklara rağmen sarılanlar, hakkı ayakta tutanlar, zalimlere karşı topyekûn savaşanlar, masumlara kıymayanlar ile beraberdir..
Hadi önce bir kez daha Berki Elvan’ı getirelim aklımıza. 15 yaşındaydı Berkin katledildiğinde. Gezi Parkı direnişinin olduğu zamanlarda (16 Haziran 2013), ekmek almaya gittiği sırada polis tarafından atılan göz yaşartıcı gaz kapsülünün başına isabet etmesi üzerine aylarca komada kaldı Berkin ve komada olduğu 269 günün sonunda maalesef yaşamını yitirdi (11 Mart 2014). Elbette olay sonrası emniyet tarafından birçok iddia atıldı ortaya. Berkin’in üzerinde bomba olduğu bile iddia edildi. 15 yaşındaki bir çocuk terörist ilan edildi ve ölümünün ardında acılı annesi Gülsüm Elvan, bir miting sırasında Erdoğan tarafından yuhalatıldı.
Bu bilgileri şimdilik burada bırakalım ve başka bir olaya yönümüzü çevirelim.
Tarih, Ekim 2014’ü gösteriyordu. İŞİD’in Suriye’de fazlasıyla aktif olduğu ve tüm gücüyle caniliğini ortaya koyduğu zamanlardı. Kobani de bu canilikten nasibini almıştı ve İŞİD tarafından kuşatılmıştı. Haliyle bu durum, tüm dünyada yankı uyandırmış ve protestolar gerçekleşmişti. Protestoların adreslerinden biri, Diyarbakır idi. 07 Ekim 2014’te Kobani’nin kuşatılmasını protesto amaçlı bir yürüyüş yapılmış ve insanlar sokağa dökülmüştü. İşte tam da bu sırada Kurban Bayramı olması sebebiyle Yasin Börü, Riyat Güneş, Ahmet Dakak ve Hasan Gökgüz, komşularına kurban eti dağıtıyorlardı. Bu sırada yüzleri maskeli caniler, bu 4 çocuğa saldırdı. Saldırı sırasında Yasin korkuyla bir eve saklanmışken, gözü dönmüş saldırganlar evi basarak önce Yasin’i balkondan aşağı attılar, akabinde yanına varıp taşla başını ezdiler. Bu da yetmedi, gözlerini o kadar kan bürümüş ki yaktılar Yasin’i. Düşünün ki, Yasin’in annesi onu ayağındaki benden tanıdı ilk etapta. Çünkü tanınmaz haldeydi. 16 yaşındaki Yasin, vahşice katledildi teröristlerce. Çocuk demeden, gözünün yaşına bakmadan, gözlerini kan bürümüş bir halde!
Olay sonrası emniyet suçu HDP’ye attı, HDP ise olayın provakatif olduğunu ve tam da Kobani protestoları sırasında gözler HDP’nin üzerindeyken, okları HDP’ye çevirmek adına planlı olarak yapıldığını iddia etti. Bu vahşeti kim yaptı bilemem. Ancak bildiğim kesin bir şey var ki, Yasin’in ve arkadaşlarının genç yaşında vahşice katledildiği ve utanç tablomuza bir büyük utanç daha eklendiğidir.
Şimdi olaya başka bir pencereden bakmak istiyorum. Başta Berkin Elvan’dan bahsetmiştim biliyorsunuz. Berkin 15, Yasin 16 yaşındaydı. Ki ikisi de 2014 yılında birkaç ay arayla yaşamını yitirdi. İkisi de çocuktu, ikisi de hepimizin evladıydı. Anneleri aynı dilde ağıt yaktılar. Babaları aynı dilde feryat ettiler. Gözyaşları aynı dilde sel olup aktı ama (!) ölüler ayrıldı, acılar ayrıldı, ağıtlar ayrıldı. Berkin Elvan’ın katledilişini haykıran, Yasin Börü’nün vahşice katledilmesini dile getirmedi. Yasin Börü’yü katledenlere lanet eden, Berkin Elvan’ı katledene lanet etmedi. Berkin Elvan’a “Çocuk katledildi” manşeti atanlar, Yasin Börü için aynı manşeti çok gördü. Yasin Börü için yas tutanlar, Berkin Elvan’ı terörist belledi...
Tüm bu çirkinlikler uzar gider. Tabii ki burada ölenler arasında sidik yarışı yapıyor değilim ama ortada ciddi anlamda bir vicdan/insanlık suçu var! Bizler o kadar ikiyüzlü bir toplumuz ki, bizden olmayan bir masuma sırtımızı/vicdanımızı dönüp zalimleşecek kadar çirkiniz. Acılarımızı kucaklama şeklimiz “Senden öldü”-” Benden öldü” değil, “Bizden öldü” şeklinde olmalıyken, bölüp parçalandık gün be gün ve her parçamıza bin kat ayrıştırma kattık an be an. Toplum Berkin’ciler ile Yasin’ciler diye ayrıldı ve vicdanlar adeta çirkinlikte yarıştı. Sosyal medyada, sitelerde bu çocuklardan bahsederken bile kalemler safını belli etti. Berkin’in ölüm yıl dönümünde sosyalist kesim anma düzenleyip öldürenlere lanet ederken, Yasin’in ölüm yıl dönümünde gözleri, kulakları, vicdanları kör oldu. Muhafazakâr kesimde durum farklı mı? Elbette hayır. Onlar da hep sadece Yasin’i andılar yıldönümlerinde, Berkin’i terörist beleyip sırtlarını döndüler her seferinde. Muhafazakârlar bir tarafta, sosyalistler diğer tarafta, “2 ÇOCUK” mezarda!
Kendi halinde vicdansız olan bedenlerimiz, birleşip daha büyük bir vicdansızlığı örgütlüyor ve kendinden olanı kucaklayıp, kendinden olmayanı cehenneme yolluyor. Sonra da utanmadan insan vasfıyla ortalıkta dolanıyor insanlar. Şunları kafamıza sokup sarılmadıktan sonra, daha çok acılar bekler bizi kapıda!
Bugün, Yasin Börü’nün katledilişinin yıldönümü...
Yasin de bizim yavrumuz, Berkin de!
Berkin de çocuk, Yasin de!
Yasin de masum, Berkin’de!
Berkin’in katiline de lanet olsun, Yasin’i katillerine de!
Yasin’in de acılı bir annesi/babası var, Berkin’in de!
Berkin de suçsuz/günahsız, Yasin de!
Allah’ın laneti, vahşice masumların canına kıyanların olsun!
Allah’ın laneti, insanları bölüp parçalayanların üzerine olsun!
Allah’ın laneti, insanları birbirine kırdırmak adına her kesimden oyunlar oynayanların üzerine olsun!
Allah’ın laneti, konu çocuklar olduğunda bile ayrışanların üzerine olsun!
Allah’ın laneti, zalimlerin üzerine olsun!
Allah’ın laneti, koşullu vicdanlıların üzerine olsun!
Şüphesiz ki Allah; güzel işler yapanlar, farklılıklara rağmen sarılanlar, hakkı ayakta tutanlar, zalimlere karşı topyekûn savaşanlar, masumlara kıymayanlar ile beraberdir..